Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''İnsanlarla ilişkilerinde ziyadesiyle nezaket ve dikkat gösterirken yenilmemek, tecrübeyle bilgeleşmek, eylemde serinkanlı olmak zihnin kabiliyetidir.''
Günümüzde islam, mil­yonlarca insanı dürüstlük, yenilik ve nezaket dolu bir hayat sür­mek için etkilemeye devam etmektedir.
Reklam
Demek ki nezaket, sadece, zaten varolan mesafeyi vurgulamak, belirgin kılmak demek.
Nezaketin latif tabiri.
Yakınlıktaki uzaklığın bir diğer adı da nezaket... Mesafe koymak? Kim, olmayan bir mesafeyi oraya/araya koyabilir ki?
Nezaket.
Terbiye, edep, incelik, kibarlık, nazik olma. Farsça kökenli nazik kelimesinden, Arapça gramer kurallarına göre Türkçede türetilmiştir.
Sayfa 222 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Empatinin yaşamsal bileşenleri, başka bir insanın bakış açısını görmek ve anlamak için samimi bir isteğin yanısıra; nezaket, alçakgönüllülük, dikkate alma sevginin kendisidir.
Reklam
âdâbımuâşeret.
Bir arada yaşamak için uyulması gereken nezaket ve görgü kuralları. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Edep kelimesinin çoğulu olan adap kelimesiyle, birlikte güzel yaşamak manasındaki muaşeret kelimesinin birleşiminden oluşmuştur.
Sayfa 180 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Ona göre kuvvet, kaba ve hayvani bir şeydi. İdeal erkek güzelliğini hep nezaket ve kibarlıktan ibaret görmüştü.
Galiba beni çocuk, hatta dünyada en basit şeylere aklı ermeyen bir bebek sanıyordu. Mesela, onunla bazen bilim ve kitap dışı bir konu üzerine konuştuğumuz vakit, sorularımı çok kısa cümlelerle, belli ki, sırf nezaket icabı cevaplandırırdı. Birçok defa kendi kendime sorardım: Benden istediği bu karmaşık bilgileri ne yapacak bu adam? Hatta sohbetlerimiz sırasında onu göz ucuyla süzerdim: Sakın benimle alay etmiş olmasın? Ama hayır, ciddi ve dikkatle dinlerdi; gerçi bazen pek de dikkatli olmazdı ve bu durum beni kızdırırdı. Sorularını doğruca, açıkça sorar, ama verdiğim karşılıklara pek şaşmaz, hatta bazen kayıtsızlıkla karşılardı… Sanki hakkımda uzun boylu kafasını yormadan şöyle bir yargıya varmıştı: Benimle başka insanlarla olduğu gibi konuşulmazdı ve kitaplardan başka konulardan anlamadığıma, anlayacak yetenekte olmadığıma göre, beni boşu boşuna böyle konularla yormamalıydı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Biz Türklerin daima oturduğumuz bir köşemiz vardı. Ecnebiler arasına pek karışmazdık. Bize öyle gelirdi ki onların bize bakışlarında geriliğimizi yüzümüze çarpan bir istihfaf, sözlerinde bu istihfafı örtmek isteyen fazla bir nezaket vardı. Sıkılırdık. Tanıştığımız bazı ecnebilerin suallerine ne cevap vereceğimizi bilemezdik. Bazan: ‘Yazık değil mi?’ derlerdi, ‘Hanımlarınız böyle bir musikiyi dinlemekten mahrum.’ Biz ise bin dereden su getirir ve bu konuşmalardan kaçardık. Bazan iki üç arkadaş bir köşeye çekilir, ‘Ne zaman biz de şu medenî hayata gireceğiz, ne zaman sahnede şu sanatkârları, salondaki şu halkı Türk olarak göreceğiz?’ derdik.
Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar...
Nezâket, güzelliği gölgede bırakır.
A. Bergüząr

A. Bergüząr

@berguzaar
·
27 Temmuz 2023 11:50
nezaket
Hep birbirimize karşı nazik davranmakla sevgimiz artar, ruhumuz kuvvetlendirir ve yaşamak güzelleşir. Bütün bunlar, hayatın bizce yaşanmaya değerli olduğuna inandıran şeylerdir.
Kaybının acısı ona aitti, ilgi ya da nezaket beklemeden onu kalbinde saklıyordu.
Müslüman Nezaketi
İnsan, eșref-i mahlukat; yani yaratılmışların en şereflisi ve mükemmelidir. Onun kalbi ise nazargâhi ilâhidir. Bu durumda, insanın hatrını veya kalbini kirmanın ne derece ağır bir cürüm olduğu aşikârdır. Müslüman, hassas ve rakik bir gönle sahip olmalı ve kimseyi incitmemelidir. Çünkü Allah Rasulü'nün tarif ettiği ve sevdiği mümin, herkesle ülfet eden ve kendisiyle ülfet edilen bir gönül insanıdır.
Sayfa 107 - Yüzakı YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.