Okuyucuya Samuel Beckett'ten Fernando Pessoa'ya, Franz Kafka'dan Marcel Proust'a kadar küçük de olsa sürüklemeler yaptıran günlük tarzında yazılmış bir kitap. Günlüğün içinde bambaşka bir derinlik bulacağımı düşünerek almıştım.Güzel bulduğum yerleri de oldu ama açıkçası geneline baktığımda beğenemedim, bana hitap etmedi. Hitap edene saygı duyarım tabii ki herkesin düşüncesi farklıdır.
İdeal DefterBrenda Lozano · Notos Kitap · 2021453 okunma
Yazar edebiyat öğretmeni ve profesörü olduğundan, meslekî donanımını Seneler'e öyle güzel döktürmüş ki; dili kullanımı, betimlemeleri, yorumlamaları ve gayet tadında bir anlatımıyla Nobel'le taçlanan bir başarı elde etmiş. Takdire şayan doğrusu.
Yaklaşık 70 yıl içerisinde Fransız toplumunun ve dünyanın ne yöne evrildiğini anlatan Seneler, sosyolojik bir dönüşümün vücut bulmuş hâli. Tabii bu dönüşümün etkisiyle Ernaux'un duygularının, düşüncelerinin, bakış açısının ve varoluşunun da dönüşümünü bizlere aktaran güzel bir otobiyografik eser olmuş. Hatta kanımca bu eser, "akademik bir çalışma için yazılmamış sosyografi" niteliğine de sahiptir.
Tek üzüldüğüm nokta: Batı'nın İslâm'a karşı olumsuz bakış açısı ve bu bakış açısının yazarda olumsuz bir yargı oluşturmuş olması. Ama maalesef medya ve algı yönetimi gibi unsurların, düşünceleri etkileme ve kalıplaştırma girişimine karşı koymak pek de mümkün olmuyor.
Seneler, Ernaux'la tanışma kitabımdı ve memnun oldum. Diğer kitaplarını da yakın zamanda okumak istiyorum.
SenelerAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20211,615 okunma
Yaşamın Ucuna Yolculuk'tan etkilenerek kendisine dair merak ettiklerimi bulmak istediğim Tezer Özlü'nün Çocukluğun Soğuk Geceleri'nde yazmış olduğu hayat hikayesi beni derinden etkiledi. Betimlemeleri, anlatım tarzı zaten başlı başına sürüklüyor ve sanki bir fotoğraf karesini gözünüzün önüne getiriyor. Böyle bir his... Yaşamı sevmek ile sevmemek arasına sıkışmış bir melankoliyle karşılıyor bizi. Bütün düzene ve düzensizliğe bir haykırış sergiliyor. Bunları anlatırken de öyle bir dili var ki sizi geçmişine tanık ediyor. Onunla geziyor, onunla içiyor, onunla başkaldırıyor, onunla düşünüyor ve onunla birlikte arayışa giriyorsunuz. Bir yandan da yaşadıklarına nasıl direndiğini düşünmeden edemiyor, onunla üzülüyor ve acılarını paylaşmak istiyorsunuz. Keşke ucundan kıyısından bir tanışıklığımız olsaydı kendisiyle. Onunla konuşmayı, onu anlamaya çalışmayı çok isterdim.