Ah sarı gül, sen bilemezsin asla Başıma açtığın illetleri Yitik izini belledim de sıla Terk eyledim koca devletleri Ömür devirdim nice nice Güneşim sarı gül, indin de yere Sana baka baka her gece Kör kesildim bütün güzelliklere
Sayfa 21 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Gerçek şu ki başarılı olmak, mutlu olmak demek değildir. İnsan başarılı olur, sosyal hayatta özlediği yerin daha üstününü bile alır da, mutlu olmayabilir. Servetin, güç ve şöhretin son noktasına varmış nice insan vardır ki, içi daima mutluluk dünyasının hasretiyle yanıp tutuşur. Gösterişli apartmanlarda, göz kamaştırıcı bir konfor ve lüks içinde yaşayan insanlar görürsün ki, bunların hepsini bir günlük mutlulukla değiştirmeye hazırdırlar. Çünkü, mutluluk tamamıyla gönül işidir.
Reklam
“İnsan denilen mahluk nice karanlık sırlar, bilmecelerle doluydu şu dünyada.”
Ey sevgili, ey eşsiz sevgili Nice kanlı bulutlar güneşin ziyaretini beklemede
Zira öyle cahil softalar var ki insanların hayatlarını cehenneme çeviriyorlar. Oradan buradan duydukları her fetvayı ne dünyanın hâlini ne de karşısındakinin hâlini bilmeksizin insanların üzerine fırlatıyorlar. Onların bu yaptıkları yüzünden nice insan dünya ve ahiret namına zarara uğruyor. Bu zarara uğrayanların bir kısmı dinden, Allah'tan uzaklaşıyor. Bu gibi kimselerin dine verdiği zararı belki şedit İslam düşmanları dahi vermemiştir.
Avnî seni medh eyledi çün tarz-ı gazelde Matla' dedi yüzüne vü ağzına muammâ Avnî (bu) gazeli ile seni övdü. Ancak yüzüne "matla"; ağzına da "muammā"dır, dedi.Matlā "doğuş, doğmak" manasına, gazelin ilk beytine denir. Yüzün doğması ise onun aya benzetilmesine vesiledir. Mu- amma, manzum bilmecedir. Sevgilinin ağzının muammâya benzetilmesi, içinde nice gizli sırlar ve söylenmedik sözler bulunduğunu ifade içindir. Tamamı göz önünde bulundurulduğunda bu şiirin na't (Hz. Peygamber'e övgü) özelliği taşıdığı görülür.
Reklam
Birbine benzerdi Mevsimlerin bahçelere getirdiği renk Evlere getirdiği telaş,sevinç keder... Yaşamak ağır bir suydu,zamanın Ve toprağın derin ırmağında Sürükleyerek bir nice hayatı İnce kıvrımlarında Akar,akardı...
Nice yüzyıllardan beri bu böyleydi işte. Nice yüzyıllardan beri nice yüz binlerce Mehmet, varlıklarının, yaratılışlarının sebebini savaş meydanlarında kol, bacak ve baş bırakmakta görmüş, gerisine karışmayı akıllarının ucundan bile geçir­memişlerdi. Elde ettikleri zaferin sonu ilgilendirmiyordu onları. Öşür veya adı ne olursa olsun, vergi nasıl boyunları­nın borcu ise, devlet gerekli görünce, ona zaferler hediye etmek de aynı şeydi. Bu zaferleri kimler, ne yaparlardı? ilgi­lendirmiyordu Mehmet'leri.
Niçe'nin "Üstün insan"ı olmak için tepelere tırmanmakla, Hitler'in «aşağı insan»ı olmak için aşağılarda bulunmak arasında bir seçim yapma hakkın vardı. Sen ise, «heil» diye bağırdın ve "Untermenschı"i seçtin.
Tohumu toprağa attıktan sonra başında beklemeye hacet yok.Güz mevsimi gelince dallarda,yapraklarda gönül derdinin eseri görünür.Oysa güz biteli çok oldu güz vurgunu gönüllerde.Bahar geldi,nice çiçekler açtı o iman tohumlarından.
Sayfa 225 - Hayat YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.