Kişi amacını, bilhassa yataktan çıkmak için bir sebep,yani ikigaisini bulmak zorundadır. "Yaşamak için nedeni olan herkes, her türlü nasıla katlanır."*Nietzche
Benim de kötü dönemlerim vardır. Kimin yoktur ki? Ama beni ele geçirmiş değil. Onlar hastalığımın değil, benim varlığımın bir parçası. İsterseniz şöyle diyelim; onlarla beraber yaşama cesaretini gösterebiliyorum.
Ailem ve görevlerim vardı. Gerçekten var olduğumu ve Nietzsche gibi ruhun rüzgârlarında savrulan boş bir kağıt parçası olmadığımı bana sık sık anımsatan bu gerçeklerdi.
Nietzsche'nin ayaklarının yere basmamasının nedeni, düşüncelerinin içsel dünyasından öte bir şeye sahip olmamasıdır. Bu düşünceler ona, onun onlara olduğundan daha çok sahiptiler. Kökünden koparılıp ayakları yerden kesildiği için abartıya ve gerçek olmayana boyun eğmek zorunda kaldı.
Benim açımdansa, gerçekten uzaklaşma dehşetin ta kendisiydi çünkü bu dünyaya ve bu yaşama dönüktüm. Ne denli kendimi kaptırsam da ya da ne denli kendimi kaybetsem bile, her zaman geçirdiğim deneyimlerin tümüyle gerçek yaşamın yönünde olduğunun bilincindeydim. Görevlerimi yerine getirmek ve yaşamıma anlam katmak istiyordum.
Böylece, ailem ve mesleğim her zaman mutluluk getiren bir gerçek olarak kaldılar ve normal bir yaşantım olduğunun kanıtı oldular.