İnsan adlı kitabında Jean Rostand şunları yazar: “Ne dişi saf dişi, ne de erkek saf erkektir; sadece dişi biraz daha fazla dişi, erkek de biraz daha fazla erkektir.”
Umut! Burada pusuya böyle derler. Pusuyu, pusuya yatmış avcının bekleyişini ve geceyle gündüz arasında her şeyin bekleyişe, umut edişe, tereddüde gömüldüğü o belirsiz saatleri tanımlamak için ne uygun bir sözcük.
Zannediyor musunuz ki ben başkaları için giyiniyorum? Hayır, ben başkalarını hiç saymaya çoktan başladım. Ben ancak kendim için, kendi zevkim, kendi arzum için itina ediyorum. Sade bunun için.