Daha önce yıldızların altında güzel bir gece geçirdiyseniz, herkesin uyuduğu o saatlerde, yalnızlığın ve sessizliğin ortasında gizemli bir âlemin belirdiğini bilirsiniz. İşte o zaman pınarlar daha gür bir sesle akarken, göllerin üzerinde küçük alevler parıldar. Dağlardaki cinler, periler özgürce dolaşmaya başlarlar, civardaki ağaç dallarının büyüdüğünü, otların yeşerdiğini hissettiren belli belirsiz sesler, hışırtılar yankılanır adeta.
"Uygarlık çöküyor ve artık herkes kendisi için yaşıyordu."
Konumuz: Tüm dünyayı sarmış olan bir salgının dünyada bıraktığı izler.
Salgını yaşamış olan Granser'ın ağzından Kızıl Veba salgınını dinliyoruz. Yaşadıklarının hâlâ etkisinde olan Granser yeni bir uygarlığın oluşumuna da öncülük edenlerden ama daha çok dinlenmeyen bir bunak olarak karşılanıyor. Salgınla birlikte kaçışan insanları, aile içi fedakarlıkları, insanoğluyla gelen o tüm duyguları görüyoruz. Bir fark edişin, 68 sayfalık gibi kısa bir romanı aslında. Çevirmenin notları çok hoştu o yüzden bu basımından okumanızı öneririm. Jack London okuyun, okutun.
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,7bin okunma
Şu an resmetmek istediğim şey çok belirgin değildi. Duyularımı mümkün olduğu kadar harekete geçirip, ummadık bir anda aradığım şeyi bulmayı diliyordum.