Güya şu Güneş bizlerle konuşuyor: Der: "Ey kardeşlerimiz! Tevahhuşla sıkılmayınız, ehlen sehlen merhaba, hoş teşrif ettiniz. Menzil sizin; ben bir mumdar-ı şehnaz. Ben de sizin gibiyim; fakat sâfi isyansız, muti' bir hizmetkârım. O Zât-ı Ehad-i Samed ki mahz-ı rahmetiyle hizmetinize beni müsahhar-ı pür-nur etmiş. Benden hararet, ziya; sizden namaz u niyaz."
Ebu Abdullah Usâme bin Ladin kardeşimizi aziz ve celil olan yüce Allah'ın muhafaza etmesini niyaz ederiz. Yeryüzünde bu adam gibisini görmedim. Kendi evinde fakirlerin yaşantısı gibi bir hayat yaşamakta. Hac veya umre için Cidde'ye gittiğimde onun evine giderim. Evinde ne bir sandalye ne de bir masa var. Kendisi dört evli. Evlerinin
Sayfa 124 - 2. CiltKitabı okuyor
Reklam
Hani o, Rabbine şöyle niyaz etmişti: Rabbim! Beni yalnız bırakma! -enbiyâ 89
Sayfa 310Kitabı okudu
Tahrim Suresi
10. Allah, inkâr edenlere, Nuh’un karısı ile Lût’un karısını misal verdi. Bunlar, kullarımızdan iki sâlih kulun nikâhı altında idiler. Böyle iken onlara (dinde) hıyanet ettiler. (O iki peygamber) Allah’(ın azabın)dan onları, hiçbir şekilde kurtaramadılar. (O iki kadına:) “Girin ateşe (diğer) girenlerle beraber.” denildi. 11. Allah, iman edenlere de Fira­vun’un karısını misal gösterdi. (O Firavun’un işkencesi sırasında:) “Ey Rabbim! Bana katında, cennetin içinde bir ev yap ve beni Firavun’dan ve onun (kötü) işinden kurtar. Hem de beni o zalimler topluluğundan selamete çıkar.” demişti. Dipnot Bu niyazı üzere Allahu Teâlâ onun ruhunu almıştır. 12. (Yine inananlara) İmran’ın kızı Mer­yem’i de (misal verdi). O ki namusunu sağlamca korudu. Biz de ona ruhumuzdan üfledik. Hem o, Rabbinin (bütün) kelimelerini ve kitaplarını tasdik eden ve (Rabbine) gönülden itaat edenlerdendi.
“Peygamber Efendimiz ص Cebrail (ع س)’a sordu: “Allah-u Teâlâ beni âlemlere rahmet olarak gönderdi. Sen de o âlemden birisin. Sana ne gibi rahmet oldum?” Cebrail (ع س) dedi ki: “Şeytan onca sene kılı kırk yararcasına vaaz etti. Sonra cennetten kovuldu, hepimiz korkuluyduk. Ta ki sen gelinceye kadar. Ne zaman ki ben sana: "نزل به الروح الامين" “Rûhu’l Emîn (olan Cebrail) onu indirmiştir.” (Şuarâ,193) ayetini indirdim. Allah-u Teâlâ bana emîn buyurunca anladım ki ben eminim, elhamdülillah!”(Kadı İyaz, eş-Şifâ)
Bir gün üstünde Milli Eğitim Bakanlığı (o zamanki adlar böyle değildi) yazılı bir zarf gelince kendi kendime: "gördün mü nasıl haklıyım" diye sevindim. O sevinçle açtığım zarfta şöyle kısa bir yazı vardı: "Münhal vâki olmadığı cihetle müracaatınızın is'afına imkân görülememiştir, efendim. İmza. Bakan adına. B. Avni". Başımdan aşağı kaynar sular boşandı sandım. Anamın babamın yüzüne nasıl bakacaktım? Asma altında biber domates satmaktan intihar etmeye kadar çeşit şeyler düşündüm. Hiçbirini yapacak güç yoktu bende. Yıllarca beni besleyen, çeşit eziyetler çeken anam ile babam tek söz söylemediler. Çok sonraları öğrendim ki ben de başkaları gibi o Yüksek Muallim Mektebi denen yatakhaneye imtihanla girerek halkın kesesinden bedava okuyup yiyip içecektim. O zaman ben de bir yere atanacaktım. Bunu bana kimse söylememişti. Herkes bu açıkgözlüğü biliyorum sanıyordu. Orada devlet kesesinden okuyan, yatıp kalkan öğrencilerin çoğunun İstanbul'da aileleri, evleri vardı. Bunlardan bir tanesi de büyük Turancı Nihal Atsız!
Sayfa 68 - GİRİŞ Gençlik Yılları - Niçin ve Neyi Yazıyorum? 3Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.