Sanatın en temel yöntemi, nesnenin yerine onun imgesini koymaktır -kavramını değil, yalnızca imgesini koymaktır. Bir kavram kavranmış nesne, anlaşılır nesnedir. Zaten eylem yoluyla, gerçek bir nesne ile, yaşayan bir ilişkiye sahibizdir; onu kavrarız, onu anlarız, Fakat imge, bu gerçek ilişkiyi, eylemin bu ilksel kavrayışını nötrleştirir. Şu an geçerli olan estetik çözümlemenin bittiği nokta sanatsal bakışın o meşhur çıkar -gözetmezliği- her şeyden önce kavramlara karşı bir körlüğe işaret eder.
Sayfa 61 - Gerçeklik ve Gölgesi / KindleKitabı okuyor
Parçası olduğu ana düşünceye nihayet dönen bir kelime gibi hissetti. Ama nokta çoktan konmuştu.
Sayfa 51 - everest yayınları
Reklam
Sezginin anlamı ne ola ki ey ulu kişi. Hiç bilmeden sezmek olur mu ki. Sezmenin kökü ilme bağlı olmalı. Zira ilmi çıkarınca sezginin anlamı kayboluverir. Zaten varlık sebebinin sadece ilimle bulunamayacağını açıklayan alimler bunun yanına sezgiyi de eklemişler. İşte tam da bu yüzden olsa gerek ki ilimle hissetmek ya da ilimle anlamlandırmak burada çok önemli bir nokta olsa gerek.
1056 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bu kitabı okumak genelden biraz daha uzun sürdü, bu uzun olduğundan veya zor olduğundan değil, her birinin hislerini yavaş yavaş içimde hissetmeye başladığımdan. Saatlerce aynı sayfada bir his yüzünden, bir cümleye bağlanıp kaldığımdan. Alexandre Dumas kitabında birçok duyguya yer vermiş. Aşk mı, en alasından. İntikam mı, en kötüsünden. Vefa mı,
Monte Cristo Kontu
Monte Cristo KontuAlexandre Dumas · İthaki Yayınları · 201025.7k okunma
Siyonizm
On dokuzuncu yuzyilin sonlarindan itibaren Avrupa'daki Yahudiler arasinda, Kudus'te bulunan Sion Dagi'ndan ilhamla "Siyonizm" adi verilen din soslu siyasi bir akim, bir tur Yahudi milliyetciligi bas gostermisti. Sonucta herkes gibi Yahudiler de milliyetcilik akimindan etkilenmisti. 1897 yilinin Subat ayinda Dunya Siyonist Teskilati, Siyonizm'in babasi olarak kabul edilen Avusturyali Yahudi gazeteci Theodor Herlz onderliginde Isvicre'nin Basel kentinde ilk kongresini yapti. Teskilatin uyeleri, yani Siyonistler, Yahudiler icin bagimsiz bir vatan arayisina cikmisti. Bu vatanin Kanada, Guney Amerika, Ingilizlerin kontrolundeki Dogu Afrika(Uganda ya da Kenya) ya da akla en yatkin ihtimal olarak Filistin'de kurulabilecegini tartisiyorlardi. Son secenek surecte baskin cikti. 1900'lerin basinda vardiklari nokta suydu: "Ancak kendimize ait bir vatan olursa bu surekli surgun halinden kurtulabiliriz ve bu vatan icin en uygun yer, dini ve tarihi baglarimizin oldugu Filistin'dir."
Duygusal ihmal de ortak nokta çocuğun duygu ve ihtiyaçlarının fark edilmemesi yada görmezden gelinmesi ve çocuğun etkin bir ebeveyn rehberliği alamamış olmasıdır... Genel olarak duygusal ihmale yol açan ebeveynler iyi nietli olsalar da sağlıklı bir gelişim için bir ebeveynin çocuğunu sadece sevmesi yeterli değildir. Duygu ve ihtiyaçları anlamak, gereken yerlerde destek olmak, rehberlik etmek gibi ebeveynlik donanımları olması da gereklidir.... Duygusal ihmal sinsidir, çünkü sadece var olanı hatırlarlayabilirsiniz, var olmayanı hatırlamazsınız.
Reklam
İkinci bir nokta: Eğer kış ortasında Mustafa Kemal Paşa'nın istediği gibi Şark hareketine geçseydim, bu gün elimizde hiçbir kuvvet kalmamış olacak ve Şarktan da istilalara uğrayacaktık! İsyanlar da her tarafı saracak ve milli davamız da çar çabuk boğulacaktı.
Üçüncü bir nokta: Mustafa Kemal Paşa'nın işi siyasete dökmesi ve orduyu tamamiyle ihmal etmesi, batı isyanlarının yayılmasını ve Yunan ordusunun istilasını kolaylaştırmasıdır. (Bu hakikati nutuk, Sahife 316 sonlarından okuyalım) (Efendiler 8 Kasım 1920 de... Garp cephesi kumandanını bu kıyafete rağbet ettiren fikir ve zihniyet ceryanınını bütün Garp cephesi üzerinde ne derece ileri bir tesir yapmış olduğunu anlamak için, artık tereddüde mahal kalmamıştır. Kat'i direktif, sur'atla, muntazam ordu büyük süvari kitlesi vücuda getirmekten ibaretti...) Demek ki. Askeri planın imzası tarihi olan 9 Ocak'tan beri geçen on ay zarfında, Garp cephesiyle temas edilmemiş demektir. Hiç değilse 16 Mart da Başkumandanlık ve Garp cephesi Kumandanlığını fiilen ele alsalardı, yüksek enerjilerinden Garp Cephesi sekiz ay kadar bir müddet mahrum kalmamış ve bu hale girmemiş olacaktı. Fakat bunu gördükleri halde dahi, bu defa da ordunun başına geçmeyerek, işi İsmet Beyle Rafet Paşa'ya bırakmışlar ve bu suretle Sakarya Muharebe'sine kadar dokuz aylık bir zaman daha kayıp etmişlerdir.
"Burada dikkat çekilmesi gereken bir nokta da şudur: Peygamberlerin söz haklarını din koyuculuğu düzeyine çıkararak onları Allah elçiliği konumundan Allah'ın ortaklığı konumuna geçirmek ne kadar tehlikeli ise onları sıradan insanlar konumuna getirmek de o kadar tehlikelidir. Din bu ikisinden de zarar görür."
Nihayetinde üçünün de hemfikir olduğu nokta benim delirdiğim olmuş.
Sayfa 16
Reklam
"O halde hiçbir peygamber din kurucusu ünvanı taşımıyor. Tüm peygamberler dini tebliğ eden elçilerdir, bu elçilerin din bünyesinde söz hakları elbetteki diğer insanlarla kıyaslanamayacak kadar çok ve o derecede önemlidir. Bir dini onun peygamberini dışlayarak anlamak mümkün değildir. Ancak burada hayati nokta şudur: 'Tevhid dininde son söz hakkı birden çok kuvvete verilemez.' Biz buna 'dinde zaman üstü ilkeler anlamındaki hükümlerin konması' diyoruz. Kur'an terminolojisini kullanarak konuşursak bunu 'Tahrim yetkisi yalnız ve yalnız Allah'ın elindedir.' şeklinde ifade edebiliriz."
Şu tecrübeden misal ediyorum ki evrende hiçbir şey olup bitmiyor, sürekli tekrarlanıyor. Her şey her an yeniden yaratılıyor. Zaman çizgi gibi ilerlemiyor, dönüyor, bükülüyor. Nokta oluyor.
Sayfa 153 - Timaş Yayınları,3.BaskıKitabı okuyor
Mustafa Kemal'in doğuda ruslara karşı savaşırken tuttuğu günlüktendir..
21 Kasım 1916 Salı ''... Bazı nokta-i askeriye (Terbiye-i Ruhiye ve Ulusal-i Müaşeret-i Askeriye) hakkında bir eser yazayım. Bunun için Fransızca bildiğim bir eser var. Onu da evvela okuyayım ve bu zemine ait esaslı sualleri umum zabitane vazife olarak vereyim. Mühim noktalar hakkında bazı büyük kumandanların mütalaasını talep edeyim.''
"Ne kadar çaba sarf edip ilerlemeye çalışırsam çalışayım, en nihayetinde vardığım nokta yalnızca alelade bir insan olduğum gerçeğini haykırıyor. Sıradan insan türüne ait olan benim, kaçınılmaz olarak başkalarını üzüp canını acıttığımı, kahkahayı paylaştığım gibi acıyı da paylaşmaktan başka seçeneğim olmadığını gösteriyor."
Athica BookKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.