Peygamber efendimizden şöylece nakledilir ki : " Bu cihanda halka idarecilik yapanlar, mahşer günü huzura elleri bağlı getirilirler. Şayet adil imiş ise, adalet onun ellerini çözüverir ve cennete ulaştırır; yok eğer zalim imiş ise zulmü ellerini bağlar ve elleri boynundan zincire vurulmuş bir şekilde onu cehenneme götürür."
İnsandaki bilgi kemikteki ilik gibidir.
İnsanın süsü akıldır, kemiğinkisi ise iliktir.
Bilgisizin hali adeta iliksiz kemik gibidir.
İliği olmayan kemiğe talep olmaz.
İnsan bilgi sayesinde insan olmuştur.
Bilgisiz insan diriyken yitik sayılır.
Bilgili insan ölünce dahi kalır adı.
Bilgisiz biriysen ölmeden önce adın ölmüş demektir.
İnsanları çektikleri acılar da eğitemeyecekse başka ne eğitebilir ki? Ama en iyisi bunlardan artık daha fazla söz etmemek. Kimi zaman, geçmişi unutmak değil, ama artık ondan daha fazla söz etmemek gerekir.
Cumhuriyeti sonsuza kadar güven altına alacak olan 102. madde alkış tufanıyla kabul edilmişti. Bu maddenin son fıkrası “ Cumhuriyet rejimiyle ilgili maddenin asla değiştirilemeyeceği, teklif dahi edilemeyeceğini” belirtiyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu atalarının rejim konusundaki kararları böyleydi. Onca yoksulluk, çaresizlik içinde nice kan, can, gözyaşı, acı, emek pahasına kurulan Cumhuriyet’in ebedi olmasını istemiş, devletin temelini böyle atmışlardı.