omuz takılmış bir namludur insan
kapılır karşısına çıkan ilk mermiye
(...)
arkandan susacaklardır
çekiç gibi bir iç çekip
ama sen alınma susuyorsam sana değil bu
dünyaya karşı yatay bir saldırı halinde uykuya yatışım
çok eski bir hikâyedir
bir kadın üzerine ve eski bir yangın
büyük ayrılıklar varsa büyük aşklardan diyedir
ateşin etrafında anlatılan hikâyelerde
buralarda bir kapı var, açılıyor
durmadan kendi içine çöken bir dünyaya
buna bir iç geçirme de diyebiliriz veya baba sözü
dinleyen bir çocuğun köpekten kaçma korkusu
duymasanız da olur bu bir dağ veya bir kavuşamama
kaç kişilik bir isyan çıkartılabilir
ney taksiminden bir ya da la cumparsita
veya bu kadınlar kaçıncı sıradan girer ayaklanmalar kitabına?
yirmiyedi
acıtır olmak biliyorsun
yirmialtı yirmibeş yirmidört kelimeleri bantlıyorsun
bedenine tam sayılar var inanılır gibi değil her şey oturma odalarında tartılıyor
sana bir tabanca yirmiüç yirmiiki yirmibir halbuki bana bir sokak
ismi sorsanız her şey düzelebilir yirmiüç yirmiiki yirmibir
ondokuz yirmi
ilerliyoruz
onsekiz her şey olabiliriz
onyedi biliyorsun onaltı onbeş biliyorsun
beni nerede bulacağını
(...)
kelimeleri bantladım bedenime
ben birgün bir rüzgârım
bir birgün ben avuç kumum
düşüyorum öyleyse
hep böyle olur
geç telefon eder birileri otellerden, parklardan
hor görülür
izmir, uzun suskunluklar, kum kuleleri
yetmez belediye otobüslerinin koltukları,
öyledir
beni kimse bölümden
beni kimse bu ölümden alamayacak biliyorum ama olsun
(durmadan bir kalp krizini öldürüyorum)
(...)
sarsılmaz çifte, yılmaz zıpkın, paslanmaz bursa, bana bir karaca
hırka
ben de o gemideydim
(...)
bir tahta parçasına tutunduğum en ufak bir kara parçası bile yok
ben bu hikâyeden sağ kurtulmuyorum
herkesin içinde yaralı bir kaplan yaşar
bundan sonra herkes daha çok sevecek birbirini
daha hakiki terketmeler için
Sonra biralar açılıyor ve içinden ağlayarak çıkıyor anlamlar
(...)
Belki de ben kimseyi iki elimle seven olmamış olabilirim
Ama seni bütün ayak parmaklarımla sevdim
(...)
Seni arıyordum seni buldum çok korkunçtu
Bir hançer arıyordum bir hançer buldum
İşte insan enteresan adamız
(...)
Herkes iki kere âşık olur
Bir birisiyle bir de aşkın kendisiyle
(...)
Sana iyi şeyler söylememek için kendimi zor tutuyorum
Eger gece üşürse
Hangi lodos onu ısıtabilir ki
(...)
Hangi seviştiğim kadın sana dönüşebilir
Ve alnından başlayarak
Bir gülümsemeyle kolaylaştırabilir, ölümü
İcat edebilir, bir sigara sarıp oturabilir
Taşın üstüne
Bir şey diyecektim ama susmam lazım
Ben evden hiç ayrılmadan da çıkıp gidebiliyorum
Çünkü ev insanla beslenen bir hayvandır
Ve orada bir gün herkes Müjgândır
Peki savaşmayalım öyle olsun
Akdeniz diye bir deniz var biliyorsun
İşte orada bir kumsaldan
Yürüyüp gelirken bir insan ve bir gece
Şimdi veya dört yüz bin yıl önce
Bütün sevmekler defoluydu
(...)