Gururu, onuru bu kavramların gerçek anlamlarını kurcalamak istedik. İsmail filmin en gururlu insanı ama bu yüzden aynı zamanda da en sorumsuz ve bencil insanı belki de. İmam belki gururunu en ayaklar altına alan insan ama öte yandan en sorumluluk sahibi olan. Bu kavramları başka şeylerle bir arada ele almak gerekiyor. "Ne gururlu adam, helal olsun!" diye bakabilecek bir insan değilim. Hangisine daha çok saygı duyarsın? Birinin paraları ateşe atabilme kahramanlığı göstermesine mi yoksa Hamdi'nin gururunu hiçe sayıp annesine, ailesine bakıyor olmasına mı?
Taşradaki insanlar beni daha çok şaşırtıyor. Burada (İstanbul'da) çok yakın arkadaşlarım oldu, beş sene boyunca masada konuşuyorsun. Sonra bir gün beraber bir iş yapmaya kalkıyorsun, bir anda küsüyorsun. O kadar pratikten kopuk bir ilişki biçimi var ki. Oysa taşrada bütün düşünceler birtakım gerçek pratik olaylara bağlı. Hemen ortaya çıkıyor her şey, hızla. Burada çıkmıyor. Hakikaten bir sürü arkadaşımla - bunların içinde sinema dünyasından insanlar da var - bir tek ortak iş yapmaya kalktığımızda beceremedik. Ama yıllarca dünyanın en iyi anlaşan insanları gibi dolandık ortalıkta. Duyguların, fedakârlığın ortaya çıkması gereken ilk anda sözlerin başka, eylemlerin, edimlerin başka olduğunu anlıyorsun. Onun için belki taşra insanından bahsetme eğilimim daha fazla.
çok ilginç gerçekten tüm bu olanlar
olamayışlar. insanın kendi elleriyle ördüğü duvarlar falan.
bir çağı kapatıp yenisini açan şeylerle oturuyoruz
...
mesela kaç çeşit batar güneş ve nerelerinden batının
doğunun bazı şehirlerinin başına bazı isimler takmışlar
batılar üzgün. onlar yeterince kahramanlık yapamamışlar
bazıları epey yaralı, bazılarının yanına yaklaşılmıyor gururundan
biraz yoruldum. canım az. kırmızıya dönüyor gözlerimin bazıları
ben nuri bilge ceylan dördümüz oturuyoruz.
insanın açmazlarından bahsediyoruz bakıyoruz içimize aaaa
her şeyi kendimizle alakalı sanıyoruz hırslarımız kocaman
kelebekleri falan kurutuyoruz avuçlarımız sıkmak ilginç geliyor bana öpüşmenin icadı, ilginç değil mi
üst üste tekrar edildikçe anlamın kaybolması
bazı denizlerin üzerinde gökyüzleri var
mesela yeşil batsın olsun ne olacaksa
”Güçlüsün, dünyayı yerinden oynatabilirmişsin gibi geliyor. Gel gelelim dünyanın umurunda olmayan, hapisten farksız bu kasabada yaşamak zorundasın. Sağa bak ağaç sola bak ağaç, gitmeyip de ne yapacaksın”
“İnsan tek başına yaşayamaz. İnsanlar birbirlerine daima muhtaçtır. İnsanlar birbirine doğrudan veya yardım kurumları aracılığıyla yardım eder. Birbirlerinin acılarını paylaşır.”