Şiirde ve nesirde sempatim olanlar.. :)
Çağdaşı olmayı istediğim ya da çağdaşım olmasını arzu ettiğim birkaç yazar oldu hep hayalimde: Cemil Meriç, Ahmet Hâşim, Abdülhak Hâmit Tarhan ve Nurullah Ataç.. Kıyasıya eleştirmek ve taraflarından tenkit edilmek isterdim açıkçası... :)
304 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
“Zannetme ki güldür, ne de lâle, Âteş doludur, tutma yanarsın Karşında şu gülgûn piyâle...” Diyor kitabında
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
Ahmet Hâşim, modern Türk şiirinin kurucu şairlerinin başında gelmektedir. Eser eski ve yeni harflerin karşılıklı sayfalarda basımından oluşmaktadır.
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim
’in kitaplarında yer alan, dergilerde çıkan, basılmamış ve yarım kalmış şiirlerinden oluşmaktadır kitap. Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Arka Kapaktan Alıntı: “Zannetme ki güldür, ne de lâle, Âteş doludur, tutma yanarsın Karşında şu gülgûn piyâle...” Ahmet Hâşim, modern Türk şiirinin kurucu şairlerinin başında gelir. Hayattayken yayımlanmış iki şiir kitabı olsa da Hâşim’in Türk şiirinde yarattığı etkinin bir benzerine rastlanamaz. Başta Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar, Nurullah Ataç gibi isimler olmak üzere, onun getirdiği yenilikleri anlayan ve şiirlerini ayrı bir yere koyanların sayısı azımsanacak gibi değildir. Bugün değerinin daha iyi anlaşıldığı ve onun ilk “modernist” şairimiz olduğu konusunda görüş birliğine varıldığı da bir gerçek. Elinizdeki kitapta, Ahmet Hâşim’in kitaplarında yer alan ve dergilerde kalan bütün şiirlerini bulacaksınız. Osmanlıca-Türkçe karşılıklı sayfalarda ve “eleştirel basım” olarak sunduğumuz bu baskıyla, nüsha farklarını görecek, modern Türk şiirinin bu büyük ismini eksiksiz okuyacaksınız.
Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
Ahmet Haşim-Bütün ŞiirleriAhmet Haşim · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2020999 okunma
Reklam
Yahya Kemâl'in bugünkü şiirimize vurduğu damgayı, onun asıl yaratıcı etkisini, onun gibi yazmaya özenmeyenlerin, onun mısrasını kendilerine örnek edinmeye kalkmayanların yazdıklarında aramalıdır.
Ben de Ataç'ı anlamayan nesle... :))
Ahmet Hâşim, bir şiirinde, "Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz" der; ben de Ahmet Hâşim'i anlamayan nesle âşinâ olamıyorum.
Budur işte...
Eskilere benzemek isteyenler, niçin eskilerin iyi yanlarına, yeniliklerine, yaratıcılıklarına özenmiyorlar? Fuzuli, kendi eline geçen dilin eksiklerini görüyor, istediklerini o dille söyleyemeyeceğini anlıyor, önce bir dil yaratmaya çalışıyor; sonra da o kurduğu dille, kendisinden önce söylenmemiş, başka dillerde söylenmiş olsa da Türkçe'de söylenmemiş şeyler söylüyor.
Reklam
Ataç, hadisten hareketle, düşünce ufkumuzu genişletmiş...
(...)size yapılmasını istemediğinizi siz, başkasına yapmamakla yetinmeyeceksiniz. Başkasının uğradığı, çektiği sıkıntıyı, sizin yüzünüzden olmasa dahî, gidermeye, hafifletmeye çalışacaksınız, (...)
64 syf.
·
Puan vermedi
İsmim bana bile lazım değil, sen ne yapacaksın?
“Dükkanın havasına enikonu ısındığımı hissettiğim bir anda bu sevimli kadının ismini öğrenmek istedim: -İsmim bana bile lazım değil, sen ne yapacaksın? dedi.” En sevdiğim şairlerden olan Orhan Veli’den ilk kez hikayeler okudum. Her hikayesini, içinde taşıdığı romantizm ve mizah duygusu ile harmanlayarak anlatmış.Nedense, Sait Faik seven herkesin
Hoşgör Köftecisi
Hoşgör KöftecisiOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20132,961 okunma
Bir insan kendi ölümü ile değil, kendisini sevmiş, yahut sadece tanımış en son insanın da toprağa düşmesiyle ölür.
Reklam
Ölümsüz olmak isteyen insan ölümsüz işler yapar. Kimi bu dünyada sevgi ve saygıyla anılır, kimi ise nefretle anılır. Her insan bir iz bırakır ama bazı izler çabuk silinir. Seveni çok olan insan hiçbir zaman unutulmaz.
Sevgi de kendimizi avutmak içindir. (niye avutuyoruz kendimizi)
Sevgi aslında belki hoş bir masal, içimizin çirkinliklerini unutup kendimizi avutmak için uydurduğumuz bir yalandır; kökü özcülüğümüzle, ikiyüzlülüğümüzü unutturuyor, bizi küçüklükten kurtarıyor. Bunun için duygularımızın en ulusu, birer düş de olsalar gene göğsümüzü kabartan, bize sanki bir tanrılık bağışlayan üstünlüklerin kaynağıdır
Bu kahveye ait hâtıralarımdan biri de millî cepheye ihanet eden hocalar aleyhindeki talebe hareketinde, bilmem nasılsa Yahya Kemal'in aleyhinde bulunan dev gibi bir tıbbiyeli ile Nurallah Ataç'ın yaptığı kavgadır. Nurullah, üzerine yürüyen düşmanına kekeleye kekeleye: "Bana istediğini yaparsın ama, gençliğin bu kadar sevdiği adam hakkında karşımda laf söyleyemezsin!" diye âdeta tepiniyordu.
Sayfa 172
Mütareke yıllarında Şehzadebaşı çaycıları duruyorlardı. Fakat biz daha ziyade Sultanahmet kahvelerinde ve Nuruosmaniye'deki İkbal'de toplanıyorduk. İkbal'i evvelâ İçtihat matbaası karşısında bir vakitler Güzel Sanatlar Akademisi olan binada bulunan, sonra da Bezm-i Alem Valide Sultan Konağı'na -şimdiki İstanbul Kız Lisesi-
Sayfa 169
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.