Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet ERKEN

Mehmet ERKEN
@nuvanza79
Kitapsever, başına ne gelmişse hepsi bu yüzden, Pişman mı asla! Bir ölse bir dirilse, yine kitabı sever ;)
Ölüm
"Güneş, ölüm gibi yakalar insanı. Kör güneşin ebesi olursun. Orada ölüm bir kamaşmadır."
Sayfa 172 - MetisKitabı okudu
Reklam
Neye Yarar
"Avar, geldi durdu ölünün başında. "Ben demiştim," dedi. "Ben demiştim. Ama neye yarar? Bu da ölüm pahasına öğrenilen şeylerden biriymiş demek."
Sayfa 171 - MetisKitabı okudu
Öldürmek
"... Mademki aşk öldürmektir. Sen de öldürdüğün olursun."
Sayfa 136 - MetisKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir ömür...
"... Bir yolculuğun bir ömür aldığı zamanlarda çıkmış yola, böyle bir serüveni göze almış, şimdi burada bir duvarın dibinde ömrünün sonuna geldiğini için için duyuyor..."
Sayfa 67 - MetisKitabı okudu
Usta ile Çırak
"... Usta ile çırak arasında her şey, ama her şey konuşulmalıdır. Konuşulmadık hiçbir şey kalmamalıdır. Usta ile çıraklığın töresidir bu."
Sayfa 32 - MetisKitabı okudu
Reklam
Canından can
"...Hanımefendi, bir pelikan, etinden et kopararak yavrusunu beslerken öldürülse ne hissedersiniz?.."
Sayfa 102 - Doğan Kitap
O Şimdi Ölü
"... O gece yastığa kafamı çok zor koydum. Dışarıdan çığlık ve ağlama sesleri geliyordu. Pencerenin kenarına gittim. Çimenliğin karşı tarafından dalgalanan ışıklar görünüyordu. Giyinip neler olduğuna bakmaya karar verdiğim sırada, bir tüfeğin keskin sesini duydum. Bir an sonra patlak gözleriyle Bob ortaya çıktı. Neler olduğunu anlamak için aşağı indim. Bob beni durdurdu. Nefes nefeseydi. Konuşabildiğinde bana gorilin kafesinden kaçtığını söyledi. "Ağzımdan çıkan ilk kelimeler Aman Tanrı oldu. Bob devam etti. "Her şey kontrol altında, Tom onu yakaladı, o şimdi ölü"...
Sayfa 82 - Erasmus Yayınları
Arkadaşlık
"...Başımla onaylayıp, "Bak Jay" diyorum. "Kolyenin sağ köşesindeki kalbin adı Aslı. O, benim! Sol tarafta, benim kalbime yakın duranı ise Murat! Bu ikisi, sonsuza dek bir arada olabilmek için yanıp tutuşuyorlar." Bir süre duraklayıp söylediklerimi kafasında ölçüp tartıyor. "Erkek arkadaşın mı?" diyor kırık bir sesle. "Evet, Adı Murat. Çok özlüyoruz birbirimizi." "Lucky man" diye haykırıyor. Sonra da "Murat..." diye hecelemeye çalışıyor. "Dünyanın en şanslı adamı o..." "Sen de en az onun kadar şanslı sayılmaz mısın Jay? Sana da dostluğumu ve arkadaşlığımı veriyorum ya..." "Ama gözlerin, o esmer adama ait." Sahip olmak istediği oyuncak, henüz dokunamadan elinden alınmış küçük bir çocuk gibi boynunu bükmesine dayanamıyorum. Uzanıp elini tutuyorum. "Arkadaşlık, aşktan da öte değil midir Jay?..."
Sayfa 215 - Doğan Kitap
Hikaye
"...Hani ikizler birbirlerinin yaşadıklarını hissederler diye bir laf dolaşır ya, alakası yok, neler olup bittiğini, maddi manevi ne işkencelerden geçirildiğimi, yüreğimin nasıl kıskaçlarla paramparça edildiğini, Olga'yı düşünmekten nasıl deliliğin sınırlarında dolaşmış olduğumu hissetmene imkan yok. Bu yüzden iyi dinle beni, sözümü kesme, soru sorma. Bırak kendi kendime konuşur gibi sana aktarayım her şeyi. Sonra da ebediyen unutalım. Olga'yla evlenebilseydim eğer "İtirazı olan varsa şimdi konuşsun ya da ebediyen sussun" diyeceklerdi... işte artık ebediyen susma zamanı, anlatacaklarım da bu hikayeye vurulan kırmızı bir mühür..."
Sayfa 240 - Doğan KitapKitabı okudu
Neden
..."Zaman geçer... zaman siler... çok sonra zaman yine hatırlatır size her şeyi... yıllar sonra yine bir ayrılık sapağına geldiğinizde, o son konuşma çınlar kulaklarınızda: - Geri gelmeye cesareti olmayan bir korkak olduğun için dönemiyorsun ve bunun için gidiyorsun kabul et? - Hayır! Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum."... "SUSMAK" bir sessizlik sanatıdır"
Sayfa 50 - Destek Yayınları
Reklam
Sevinç ve Kontrol
..."Krallığa terfi eden soytarı kadar sevinçliydim... Aşka inanıyorsanız, kadere de inanmalısınız. Her şey kontrolümden çıkmıştı. Dizginler de kırbaç da bende değildi artık. İki yıldır intikam işindeydim ve ilk defa bir müşteriyle tanışıp görüşüyordum."...
Sayfa 153 - İletişim
Hayırlı Baba
..."Hariye Hanım, hiddetle yerinden fırladı: - Anlıyorum Ali Rıza Bey, dedi. Eskiden "eskiden babası oğluna bir bağ vermiş, oğlu babasından bir salkım üzümü esirgemiş," diye bir söz vardı. Şimdi dünya tersine döndü. Oğlu, babasını salkımsaçak bir yığın çoluk çocuğuyla sırtına yükleniyor, babası kırık bir evi oğlu için rehine vermekten kaçınıyor. Hayırlı baba diye işte buna derler. Hem benim gibi canından bezmiş bir kadına hakaret etmeye ne lüzum var. Ev senin değil mi, açıkça "olmaz" dersin, olur biter."
Sayfa 85 - İnkılap Kitabevi
Oyuncakları Yoktur!..
..."Titanic'in, Atlas Okyanusu'ndaki yerinin bulunmasından bir yıl sonra, 1986 yılının Temmuz ayında, araştırmaları yöneten Robert Ballard, "Alvin" adlı denizaltısıyla batığa dalar. Araştırma robotu Jason'dan gelen görüntüler karşısında Ballard oldukça duygulanır. Orada, geminin bordasında bir kafatası durmaktadır!.. Ama, çok geçmeden, bunun porselen bir bebek olduğu anlaşılır. Oyuncak, 3 yaşındaki Lorraine Allison'un her gece sarılarak yattığı bebeğidir. Lorraine Allison, birinci sınıfta yolculuk edip, kurtulamayan tek çocuktur. Üçüncü sınıftaki çocukların ise arkalarında bırakacakları bir oyuncakları yoktur!.."
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Günbatımı
"Koyulaşınca güneş Kurumakta olan bir gül gibi, Başımıza vurdu solmakta olan Gökyüzünün rengi. Çöken ince sisle birlikte, Yıllanmış hüzünlere boğulurken Karşımızdaki kale, Deniz ışığını yitiren bir martı gibi Başladı kanayan kanatlarını Kıyıya çarpmaya. Dalgalar damla damla parçalanırken, Kayaların anlamsız suratlarında, Güney bağlarının sıcaklığını taşıyan Bir şarap kokusu yayıldı havaya. Biz can yarısı iki dost, iki yaramaz çocuk, Sarkıtıp çıplak ayaklarımızı İstanbul’un kiremitten eteklerine, Kaybolup gitmişiz, Bahar yeşili düşüncelerin En derininde."
Sayfa 57 - Everest
Özgürlük
..."Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir."...
Sayfa 92 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
..."Aziz Peder kıkırdar ve adamı cennete alır. Sıradakine döner: "E, anlat bakalım senin günün nasıldı?" "Şey" der adam, "çırılçıplaktım ve bir buzdolabının içindeydim..."
Sayfa 121 - Aylak Kitap