Zemzem-i Şerîf
Zemzem, Mescid-i Haram'ın içinde, Hacerü'l-Esved köşesine 14,5 m. mesafede, 42 m. derinliğindeki bir kuyudan Cenâb-ı Hakk'ın, Hazret-i Hâcer Validemiz ve oğlu İsmail aleyhisselama ihsan ettiği sudur. Peygamber Efendimiz buyurdular ki, "İbrahim aleyhisselamın zevcesi, İsmail aleyhisselamın annesi olan Hâcer validemiz, su aramak üzere Safa ile Merve tepesi arasında gidip gelirken, Zemzem kuyusunun bulunduğu yerde Cebrail aleyhisselamı gördü. Topuğuyla (veya kanadıyla) toprağı kazıp suyu (Zemzem'i) meydana çıkardı. Hazret-i Hâcer validemiz, bu durumu görünce, dağılmaması için hemen suyun etrafını çevirip, havuz haline getirdi. Bir taraftan da testisini doldurmaya çalışıyordu. Su ise avuç avuç alındıkça tekrar fışkırıyordu. Peygamber Efendimiz, "Allahü Teâlâ, İsmail'in anasına rahmet etsin! O, Zemzem'i kendi haline bırakmış olsaydı yahut suyu avuçlamasa idi, Zemzem, akıp giden bir ırmak olurdu." buyurdular.
O kız hep ağlardı yalnız yatıyor diye, Şimdiyse yatıyor ölülerle birlikte.
Reklam
Ben beni kaybetmişken o beni bulamazdı ki.
Sayfa 121
“Kimse ona bir kelime ile de olsa dışlamamıştı .Fakat kendini dışlanmış hissediyordu . Bir bekleyiş vardı . Rukiye yanındaydı ,bir başkasını ister gibiydi. Asım karşısındaydı sanki bir yabancı… Sen git “o “ gelsin. Elma ağacının dallari arasında sıkışmış aşısız bir asma gibi . Büyüyor.büyüdükçe daha çok sıkışıyor ,daha çok daralıyor . Acı çekiyor ,kimse hissetmiyordu….”
Sayfa 39
Kadın sevgilisinin ardında bıraktığı gözlüğü takarak yaşayıp kendi gözlerini mahvetmişti çünkü o gözlüğü takmak, adamın yanında kalabilmesini sağla-yacak son çareydi.
Tanrılar Sisifos'u bir kayayı durmamacasına bir dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkûm etmişlerdi; Sisifos kayayı tepeye kadar getirecek, kaya tepeye gelince kendi ağırlığıyla yeniden aşağı düşecekti hep. Yararsız ve umutsuz çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi, o kadar haksız da sayılmazlardı.
Sayfa 137 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.