Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Gence" diye bağırdı yaşlıca bir kadın, "Şehrin ahalisi Türk'tür oğul." Bu kez "Ana, su!" diye bağırdı genç zabit. Yaşlı kadın bakır ibrikten çinko, kırık bir tasa doldurduğu suyu pencereye doğru uzatmak istedi fakat boyu o kadar kısaydı ki mümkünü yoktu. Yanaklarından sağlık fışkıran genç bir kız durumu fark
Bunların Arline'n Richard'la yakınlaşma usulleri olup olmadığını hiç bilemeyeceğiz, ama Richard in onun için bir genç adam olduğuna karar verdiği açıktı ve Richard da ona yanıktı. Joan daha sonraları, Richard on yedi yaşında MIT'ye girdiğinde ailenin geri kalanının onların günün birinde evleneceklerinden emin olduğunu öne sürmüştü.
Reklam
Macar Charles Berger Müslüman olup Ömer Baki Berger adını almıştı
Mithat Cemal, Şerif Muhiddin Bey'i dinlediği Çamlıca'daki köşkte cereyan eden bir olayı da unutamamıştı. Keman virtüözü Charles Berger'in konser verdiği bir cumartesi gününü... Macar kemancıya Akif'i bir Türk şairi olarak tanıtmışlardı. Charles Berger kendisini edeple, saygıyla gözleri kapalı dinleyen bu babayani, sakallı, alaturka görünüşlü adamı göz ucuyla seyrederken, herhalde çaldığımdan bir şey anlamıyor ama terbiyeli bir adam olduğu için anlarmış gibi dinliyor diye düşünmekteydi. Ertesi hafta Akif gene orada idi. Macar kemancı da... Charles Berger kemanını çalmak için eline almıştı ki Akif ondan geçen hafta çaldığı Bach'ın Canon'unu çalmasını rica etmişti. Macar kemancı çok şaşırmıştı. Bu alaturka adam nasıl oluyordu da geçen cumartesi çaldığı o kadar parça arasından Bach'ın bu eserini tanıyabilmişti? Dostu 'Ve o cumartesinden sonra Türk şairi ile Macar virtüözü bir sanat vatandaşlığı içinde birbirlerini sevdiler." diye yazar. Akif yaşı ilerledikçe "hanende musikisi" dediği güfteli musikiden soğumuştu. Abbas Halim Paşa'nın kızı Prenses Emine Abbas'a Mısır'dan yazdığı bir mektubunda soğuyuşunu sebebini bu satırlarla izah ediyordu: ''Bendeniz hanende musikisinden tiksinir gibi oldum. Hissiyat-ı gunagune-i beşerin en müphem, lakin en zengin hatta en payansız lisan-ı beyanı olan musikiyi güfte namını verdikleri behimi yavelerle takyide kalkışmak... Şu seslerden, şu nağmelerden mutlaka şu yolda mütehassis olacaksınız demek, bendenizi çok sinirlendiriyor. "
Genç adam yaşamaya yeni başladığı Konya'da kimlerle fikir alışverişinde bulunabileceğini düşündüğünde, aklına ilk gelen şehrin en çok tiraja sahip olan gazetesi "Yeni Anadolu" çevresi oldu. (...) Kendine olan büyük güvenle gazetenin kapısını çaldı. Yeni Anadolu'nın sahibi ve yazarı olan Cemal Bey'e kendini tanıttı. Cemal Bey tabiki adını duymuştu genç adamın. Resimli Ay'da hikayesi yayımlanan birinin adını kim duymazdı ki. Tabiki hikayesini çok beğenmişti Cemal Bey. Kendisinden sadece iki yaş büyük olan Sabahattin'e saygıyla yaklaştı. Derhal iş teklifinde bulundu. "Yazı yazın, çeviri yapın. Aklınıza ne gelirse yazabilirsiniz..." "O halde" diye düşündü evine doğru yürürken Sabahattin. "Kuyucaklı Yusuf'a başlamak farz oldu". Kapıdan içeriye girer girmez, yeşil mürekkepli dolmakalemi elinde sandalyesine oturdu ve masasının üzerine bir beyaz sayfa koydu. Başlık olarak yol boyu tasarladığı iki kelimeyi yazdı: Kuyucaklı Yusuf. Aklında Nâzım'ın roman yazmasına dair sözleri, notlarını almaya koyuldu.
Sayfa 86 - DESTEK YayınlarıKitabı okudu
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Reklam
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Vorontsovlar, muazzam bir hayat sürüyordu. Çar ailesinden sonra ülkenin en önde gelen ailesiydiler. Her zaman sevilmeseler de daima konumlarına yaraşır bir muamele görüyorlardı. Aris­tokratların birçoğu bu aileyi kıskanıyordu. Ailenin üstünlüğünü kabul eden halk, Vorontsovları seviyordu. Soyluların aksine halk, Vorontsovların huzurunda ayakta
18. yüzyılın ikinci yarısına bu maceralardan daha fazla damgasını vuran bir şey yoktur. Nereden geldiği belli olmayan İrlandalı John Law¹ banknotlarıyla Fransız ekonomisini un ufak etmiştir, erkek ve kadın karışımı, cinsiyeti ve şöhreti şüpheli d'Éon,² uluslararası politikayı yönlendirmiştir, kısa boylu, yuvarlak kafalı bir Baron Neuhoff³
Sayfa 39 - 40, 41 İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.