Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O yüzden güzel gülen insanlar, çok acı gizler içinde. İçin acı dolu, gülüşün çok güzel... Sen on yedi yaşımsın
Bu birinci meyvenin hakikatına beni îsal ve sevkeden zevkî bir hissimdir. Şöyle ki: Bir zaman, ziyade rikkatimden ve fazla şefkatten ve acımak duygusundan zîhayat ve hususan onlardan zîşuur ve bilhâssa insanlar ve bilhâssa mazlumlar ve musibete giriftar olanların halleri çok ziyade rikkatime ve şefkatime ve kalbime dokunuyordu. Kalben diyordum:
Sayfa 10 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Cahillik ayrı, bilgisizlik ayrı ve insanlık ayrı diye biliyordum
Bilgisiz ve cahil bırakılmış bir halkın nasıl kolaylıkla şartlandırılabileceği ve yönlendirilebileceğini gözler önüne sermesi bakımından bu olayın tarihi önemi büyüktür... Ve her toplumun; kuşkusuz bizlerin de bundan çıkartması gereken çok büyük dersler vardır. Suçlu aramaksa mesele bunun ortaya çıkartılması oldukça güçtür... Ne dersiniz, bu kadar
Bir tek insan ne kadar acı çekerse çekse bütün insanlar o kadar acı çekiyor demektir. Bir insanla birlikte bütün insanlık öldürülmüyor mu? Savaşa karşı savaşmak, öldürmeye karşı öldürmeden savaşmak bu toprakların yarattığı en güzel düşünce olmuştur.
Sayfa 257Kitabı okudu
Aman ne güzel! Hepimize örnek olsunmuş! Düne kadar bizi küçümseyen, etrafta kurum kurum gezinen, bize kötu davranan, solucan kadar değer vermeyen insanlar şimdi bizim kendilerinden yüz kat daha erdemli olduğumuzu görüp havalara uçuyorlar. Hadi oradan! Yegâne meziyet- leri altın, para, unvan. Yazıklar olsun! O kadar kibirli davranmanıza değdi mi? Bizde de sizdeki meziyetlerin aynısı olsaydı bugün başınıza ne gelmişti?
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Hayatım boyunca her şeye karşı dik durmaya çalıştım. Bazen yıkıldım, kimseye belli etmedim. İçim kan ağlarken dışarıya gülücükler saçtım. Ama yine de içimde olup bitenleri ve yıkıldığımı kimseye belli etmedim, öyle olmak zorundaydı çünkü. İçinde kopan fırtınaları yüzündeki acı dolu gülüşler bastırmak zorundadır. O yüzden güzel gülen insanlar, çok acı gizler içinde. İçin acı dolu, gülüşün çok güzel...
"Dünyanın bir yerlerinde, önce geniş ilikleri açıp birinin gelmesini bekleyen insanlar da var. Kendilerini bulanların güzel düğmeler yapmasına yardım bile ediyorlar. Yüzüne bakınca ne düşündüğünü anlıyorum. Sistem aynıyken nazik birkaç kişinin birbirine yardım etmesinin ne manası var diyorsun, değil mi? O da doğru. Ama dün dedim ya. Zamana ihtiyaç." "Ne zamanı?" "Biraz dinlenebileceğimiz zamana. Düşünebileceğimiz, rahatlayabileceğimiz, geriye bakabileceğimiz zamana."
Sayfa 257 - Athica YayınlarıKitabı okudu
Masumiyet
Doksanlı yıllarda sokaklarda gördüğüm o güzel insanlar nerede? Hepsi birden gitti mi?
Sayfa 246 - Kafka & 1.BaskıKitabı okuyor
Şekilsel kısma sarık, cübbe ve sakalı da eklemeyi boyun borcu bilirim :)
''Şeriatın bir simgesi olarak karşımıza çıkarttığınız ve sözüm ona “özgürlük” ve “İnsan hakları” adına savunmaya çalıştığınız türbanından başka bu insanlara anlatacağınız hiç bir şey yok mu?... İslam Dini’nin hep şekilsel yanlarıyla uğraşacağınıza birazcık onun “ezoterik - batıni” tarafıyla uğraşabilseydiniz, inanın çok şeyler bulup
Reklam
"Temiz bir sayfa açmak ve o sayfayı seninle birlikte yeniden yazmak istiyorum." Dedi. Kabul ettim. O sayfaya birkaç güzel kelam yazdık. Ben uç kısmlarına kenar süsleri yapmaya çalıştıkça Iskender sayfada origami denemeleri yaptı. Daha sonra o "a4" kâğıt "c4" tipi patlayicıya dönüşüp ellerimde infilak etti. O yanmış ellerden hala merhamet umar Iskender. Ağır aksak yürüyen bir evlilik bizimkisi.. Yavaş başlayıp hzlandığımz, dingin başlayıp heyecanla devam ettirdiğimiz bir delilik. Bu normal olrmavan bir durumdur. Genelde insanlar evliliğe hizlı bir giriş yapıp gelişme içinde boğulurlar. Ya da bir delilikle karar verip heyecanla yürüdükleri bu volda refüjlere çarpa çarpa yavaşlarlar. Ama biz gün geçtikçe daha da heyecanlanıyoruz.
Sayfa 35
" Yalnız kalmaktan o kadar korkuyorsun ki, ihtiyacın olmayan insanlar biriktiriyorsun. İhtiyacın olmayan insanları da kaybetmemek için kendin olmaktan vazgeçiyorsun. " :)
" Belki çocukluk yıllarımızdaki kadar mutlu değiliz ama yine de keyfimiz yerinde. Zaten çocuk olsak, sırf o geçidi görmek bile havalara uçmamıza yeterdi. Bence hayata haksızlık etmemek adına, çocukluk yılları böyle durumlarda kategori dışı tutulmalı. Çünkü öyle güzel bir Ömür İklim Demir - Muhtelif Evhamlar Kitabı 49 kafaydı ki çocukluk mereti, bugüne kadar ne içtiysem, ne denediysem, hiçbiri beni tekrar oraya götüremedi. Nasıl götürsün? Tanıdığımız herkesin hayatta olduğu, ölümsüz yıllardı o zamanlar. Herkes çivi gibi, dipdiri ayaktaydı. Teyze, amca dediğimiz insanlar dahi en fazla bizim şimdiki yaşımızdaydı. İnanmıyorsan git bak, bütün o teyzeler hâlâ en vatkalı, en permalı halleriyle ordadırlar. Rüya gibi... Sanırım bu nedenle rüyalarımda çocukluğumu görmüyorum. Bir rüyanın rüyası kolay kolay görülmüyor."
Sayfa 48 - YKYKitabı okuyor
“O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler çekip gittiler.”
Hepimiz biliyoruz ki, Platon, daha derin bir biçimde, nesnelerini tikellikleri bakımından değil de tümellikleri bakımından anlamak zorunda olan felsefi soruşturma talebinden yola çıktı, çünkü, o, hakikat olanın tek tek iyi eylemler, doğru kanılar, güzel insanlar ya da sanat eserleri olmadığını, ama bizzat iyinin, güzelin hakikatin kendisi olduğunu ileri sürüyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.