Hepimiz biliyoruz ki, Platon, daha derin bir biçimde, nesnelerini tikellikleri bakımından değil de tümellikleri bakımından anlamak zorunda olan felsefi soruşturma talebinden yola çıktı, çünkü, o, hakikat olanın tek tek iyi eylemler, doğru kanılar, güzel insanlar ya da sanat eserleri olmadığını, ama bizzat iyinin, güzelin hakikatin kendisi olduğunu ileri sürüyordu.