261 syf.
·
Puan vermedi
Kitap savaş sırasında (farazi bir savaş bu; 3. Dünya Savaşı veyahut Atom Savaşı denilebilir.) güvenilir bir yere götürülmek üzere yola çıkan bir uçak dolusu çocuğun, uçaklarının saldırıya uğraması sonucunda bir mercan adasına düşmeleri ile başlar.. Bu çocukların yaşları 6 ila 12 arasında değişmektedir.. Düşülen mercan adasında önce çocuklar demokratik bir biçimde belirlenen kurallar çerçevesinde naif bir yaşam sürdürür.. Fakat bir süre sonra çocuklar arasında iktidar hırsı baş gösterir... Öyle bir hırs ve gözü dönmüşlüktür ki bu, sonu iki masum çocuğun hayattan kopmaları ile biter.. Simon’un ölümü gerçekten kan dondurucuydu; hakeza domuzcuğunki da öyle, işin kötü tarafı bu cinayetleri işleyenlerin en büyük 12 yaşında olan çocuklar olması.. Bu kitap bana şunu düşündürdü: Yetişkinler dünya mücadelesini çocuklar adına üstlendikleri için çocuklar halen masumiyetlerini koruyabilmektelerdi.. Lakin ne zaman ki çocuklar başlarında yetişkinler olmadan hayatlarını idame ettirme mecburiyetinde kaldılar, işte o zaman onlar da tıpkı büyüklerin olduğu gibi canice ve vahşice davrandılar.. Kötülük ve iyilik doğuştan insanın içinde var olan kavramlardır.. Sadece her ikisi de gün yüzüne çıkmak için uygun zamanı kollar.. Dünyayı çocuklar yönetsin diyen zihniyet eminim bu kitabı okuduktan sonra böyle beylik laflar edemeyecektir... Okuyunuz efendim..!
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081bin okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bu sene en çok alıntı yaptığım kitabın "felsefe" üzerine olacağı aklımın ucundan geçer miydi. Byung Chul Han'ın ikinci kitabını okudum. Tam bir "Vita contemplativa" yaşadım. Okur olarak okuduğum kitapları diğer okurlardan kıskanırım. İşte bu kitabı da kıskanıyorum. Tabii siz yine de okuyun böyle dediğime bakmayın. İncelemeyi çok fazla uzatmak istemiyorum zira o hakkımı haddinden fazla alıntı yaparak tepe tepe kullandım.
Zamanın Kokusu
Zamanın KokusuByung-Chul Han · Metis Yayınları · 2018752 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Edebi zevklerim çok rafinedir diyemeyeceğim fakat popüler kültürün dayattığı eserleri de oburca okumam. Yani okurken seçici davranırım. Bu kitap bana üslup olarak hiçbir tat vermedi. Herhangi bir yazarla kıyaslamadım. Ama başlar başlamaz, kendimi zorlayarak devam edeceğimi anladım. Herkesin sahip olduğu duyguları herkesçe bir üslupla yazmak, herkes gibi söylerken bir derinlik katamamak … ya da ben tat almayınca bıraktım önyargılı kanaatim bu. Arap asıllı olması ve Avrupa ve Amerika’da farklı bir kültür ve dilin sentezini yapması işte bu takdir edilir ama edebi bir haz vereceği anlamına gelmez. Bir kaç sözü gerçekten insanı yakalayan cinsten ama kitapların genelinde ben o tadı alamadım. (Halil Cibran çok üzüldü eminim :p )
Fırtınalar
FırtınalarHalil Cibran · Kaknüs Yayınları · 20031,035 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Çoğumuzun geçmişten kalan kötü anıları vardır... Belki hatırlamadığımız ancak yaşamımıza etki eden kötü anılar... İşte buruk ve trajedik geçmiş, biz fark etmeden bizi o kadar etkiliyor ki; az önce bitirdiğim kızıl ot'ların arasında boğulmaya başlıyoruz mesela... Boris vian'la tesadüfen tanıştım... Bir kaç kitabını aldım ama okumaya, kızıl ot'la başlamak istedim... Çünkü belki dedim kendime, romanın kahramanı wolf'un icat ettiği hatıraları silme makinesi, benim de 'içime' yarar... Belki dedim, canımı sıkan her şeyden kurtulurum... Bütün anılardan hatta bütün engellerden... Bu arada yazı dilini ve betimlemelerini çok beğendim... John Fante gibi... İyi okumalar... Not: kitabı sizinle paylaşacağım müzik eşliğinde (varsamasik eşliğinde) bitirdim... Dinleyin isterim... İyi geceler... youtu.be/teJVGIAftZo?si=...
Kızıl Ot
Kızıl OtBoris Vian · İthaki Yayınları · 0163 okunma
400 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Çok sevmedim  ben bu kitabı. Evet kalem iyi, duygular, kendi içinde yaşanılan çelişkiler v.s iyi verilmiş, iyi yazılmış ama karakterler itibariyle sarmadı beni, empati kuramadım onlarla. Okurken kendimi basit bir film izliyormuş gibi hissettim. Rahatsiz etti beni, yani rahatsız eden aldatma temalı bir kitab olmasi değil kesinlikle. Mesela Ahmet
Ölü Erkek Kuşlar
Ölü Erkek Kuşlarİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019964 okunma
616 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
“Kıyıdaki Değirmen’den iki sayfa okumak , beni gözyaşları içerisinde bırakmaya yeter.Marcel Proust” Şu an çok yoğun duygular içerisindeyim. İyi ki böyle bir klasikle tanışma fırsatı buldum, kendimi şanslı sayıyorum.Kitabımız 1800'lü yılların sonlarında yaşayan bir değirmenci ve ailesinin yaşadığı sıkıntılı yılları anlatıyor. Değirmencinin iflası ile başlayan zor zamanlar zincirin halkaları gibi peş peşe sıralanıyor. Esas konu ise Değirmenci Mr. Tulliver'ın çocukları Tom ve Maggie (özellikle Maggie) çevresinde şekilleniyor. Bu iki kardeşin hayattaki mücadeleleri, seçtikleri yollar, karakter farklılıkları öyle güzel, öyle nahif bir dille anlatılmış ki...Hani soğuk bir kış gecesinde elinize bir fincan çay alıp, battaniyenin altında eski zamanları anlatan sıcacık bir aile filmi seyredersiniz ya, hani böyle bahçeli, kulübeli taşrada bir evde geçen... İşte bu kitabı okurken tam da öyle bir film seyrediyor gibi hissettim kendimi. Çok yumuşak, sevecen bir üsluba sahip olan yazar, tespitleri ve hayat görüşleri ile okuyucuyu da sık sık dahil etmiş romanın içine. Adeta sohbet eder gibi anlatmış olan biteni. Kitabın sonu ise muazzam etkileyicilikteydi. Baştan sona çok beğendim, hatta bayıldım. Kitabın kalınlığı sizi korkutmasın, son derece akıcı bir dili var. Yalnız yazım hataları fazlacaydı, o bile kitabın büyüsünü bozamadı. Sonuç olarak kitap dostlarım, cânı gönülden tavsiye ediyorum bu güzel klasik eseri okumanızı.
Kıyıdaki Değirmen
Kıyıdaki DeğirmenGeorge Eliot · Dorlion Yayınevi · 2020281 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.