560 syf.
2/10 puan verdi
Puanım: 2/10 Aşırı övülen ama asla övülmesini hak etmeyen bir kitap daha. Galiba hayatımda bir bunda bir de "Bilinmeyen Kadının Mektubunda" ana kadın karakterle sempati kuramadım ve irite oldum. Bilinmeyen Kadının Mektubundaki ana karakter bir stalker ve manyaktı yine de beni zırlatmayı başarmıştı. Ama Anastasia beni ciddili gıcık eden
Icebreaker
IcebreakerHannah Grace · Olimpos Yayınları · 20231,540 okunma
Ne kadar seviyordu ! Küçük yaşından beri dışa vurulmayan, baskı altında büyüyen sevdası yalnız bir tesadüfle nasıl büyüyüvermiş, aşk kabiliyetine isabet eden ufak bir kaza parmağı o senelerden beri biriken aşkını nasıl taşırmıştı. Bu kadar mağlup, bu kadar esir seveceğine ihtimal vermemişti.
Sayfa 134 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı özellikle arayıp bulmadım, okumamı isteyen birkaç farklı insan olduğu için, demek ki okumam gerekiyor diye düşündüğüm için okudum. Akıcı, sinir bozucu, kalp ağrıtan bir romandı. Sonu iyiydi ama o kadar acıdan sonra iyi bitmesine sevinemiyor insan. O acı ağır geliyor. İki farklı insanın yaşadığı acılar, ortak bir acıda buluşmaları… Oğuz Atay’dan bahsettiği kısımları sevdim. Hakan Günday’ın senaristliğini yaptığı işlerde Oğuz Atay tadı vardı, kitabında direkt adından bahsedince şaşırmadım elbet. Kitap güzeldi ama birilerine ille de oku der miyim? Bilemedim. Okuyan okusun işte, kimse kimseyi darlamasın.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,6bin okunma
''seni kıskanmamak elimde değil. O kadar güzelsin ki, tıpkı masallarda ki prensesler gibisin.'' '' Aşırı kıskançlık aşkın hastalıklı halidir,'' dedim gülerek. '' Beni deliler gibi sev; ama asla delirme.''
Sayfa 40 - AlfaKitabı okuyor
Başım çatladı çatlayacak. Gece boyunca bir kaç kez kustum. 'Sabaha çıkarsam doktora giderim' diye düşünüyordum. Sabaha çıkınca doktor gecede kaldı. Bugün kusmadım ama bir veremli gibi iştahım yok. Sadece kimyasal atığa benzeyen meyve sularından içiyorum. Artık Dostoyevski'nin kitaplarını okumayacağım. Çünkü okuduğum son iki kitabında da birer kişiyi veremden öldürdü. Üstelik bu işi o kadar ustaca yapıyor ki, kitabı okurken kendini bir okur olarak değil, hasta yakını gibi görüyorsun. Sanki koltuğunda değil de hastanın kıvrandığı yatağın bir ucunda oturuyor ve onun için dua ediyorsun. Bu ister istemez kişinin ruh halini olumsuz etkiliyor. Artık Dostoyevski yok. Neşe saçan, insanı ferahlatan kitaplar okuyacağım bundan böyle.
Bu bebek arabasını iyi ki almışız ya bizim için o kadar büyük kolaylık oldu ki. Kurulumu da kolay, arabanın bagajına da kolayca sığıyor, rahat ettirdi bizi yani..
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.