Ey sevgili bana yüreğinde iğne deliği kadar yer aç Ben o delikten gönlüne, güneşi bile koyarım...
"Seni, annen kadar sevecek ve baban kadar merak edecek hiç kimse yoktur; o yüzden kimse bana aşk'tan bahsetmesin."
Reklam
Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.
Hayat o kadar da fena değildi.Kara delik sonsuz , umutsuzluk kuyusu dipsiz değildi.Acının , hüznün , yalnızlığın da ömrü vardı ve insan yeterince aşağı indikten sonra , farkında bile olmadan gerisingeri yükselmeye başlıyordu.
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Sayfa 349Kitabı okudu
Fante hakkında hiçbir şey bilmiyordu...bilmiş olsalardı parıldamaları, kendilerini daha iyi hissetmeleri, düştükleri ya da düşmek üzere oldukları durumdan o kadar da üzüntü duymamaları gerekirdi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.