''Aşkın bir oyun olmadığını öğrenecek kadar büyüdüm ama şayet aşk bir çocuk oyunu olsaydı ve o oyunun adı da kutu kutu pense olsaydı tüm dünya size arkasını dönse bile ben size arkamı dönmezdim küçükhanım...''
Zamanla, ibadet eder gibi sevmeyi öğrettin; Üzerine kırağı düşmüş beyaz bir gül kadar taze ... Bir o kadar kusursuz ... Anladım ki, Haziran' da sevmek yaman .. Yarim Haziran!...
Sayfa 12 - İmgeKitabı okudu
Reklam
Çocuklar bir daha söylüyorum. Sözüme dikkat edin. Beni dinleyin. Bayram geliyor. “Elbise isteriz” diye sızlanın, söylenin, mırıl mırıl mırıldanın, somurtun,homurdanın, yetmezse sıcak odadan çıkıp avluda gizli gizli ağlayın, sofraya oturmayın, yemeği herkese zehir edin. Babanız kızsın, size dayak atsın, siz yine aldırmayın, fakat dayak acısıyla ağlayın. Büyükanneniz meraklansın, küçük kardeşleriniz size bakarak ağlamaya başlasın, arada komşunun oğlanını da azdırın. Analarınız boyunlarını büksünler. – Efendi! Bey, çocuğu üzüyoruz, desinler de evde kavga çıksın. Babanız: – Almayacağım, diye bağırsın. Kayınvalide atılsın: – Bizim damat kadar cimri görmedim, diye söylensin. Bir patırtı da böyle kopsun. Fakat unutmayın ha! Yine siz tepinin, sızlanın, evi çın çın öttürün. O bildik yayık seslerle: – Elbise isterim, diye var kuvvetinizle bağırın, feryat edin. Ağlarken makamdan makama geçerek, duvara doğru dönerek uluyun, gözünüzden yaşlar insin, hıçkırıkları ‘hıg hıg’larla azdırın. Yoksa başka türlü elbise falan alınmaz.
...Psikanalizde hasta, bir dereceye kadar her şeyi aynı anda ‘temsil’ eder. O, üzerine suç işlenen kimse olduğu gibi, suçludur da. Semptomları ile, suçlayıcı ve aleyhte tanıktır; ama aynı zamanda olguları öfkeli bir şekilde gizleyen ve karıştıran da odur. Kendi derinliğinin bir yerinde, bir şey geçmiş olduğunu bilir; ama yine de bilmez; çünkü nedensellik diye söyledikleri neden değildir, bildiği, bilmek istemediğidir ve bilmediğini yine de herhangi bir tarzda bilir.
''Çocuklarıyla, sefil kocalarıyla uğraşmaktan başka bir şey yapmayan o kadar çok kadın var ki, hepsi de oldukça mutsuzlar. Ama cesaretlerini toplayıp da bunu değiştirecek bir şey de yapmıyorlar. Yaşamlarının sonuna kadar bu böyle sürüp gidiyor."
Birinin kalbini fethediyorsan bu senin yakışıklı, iyi ya da başka birşey olduğundan değildi. Sadece doğru zamanda doğru yerde bulunan bronzlaşmış bir aptaldın o kadar. :)
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Satranç,tutarlı stratejileri sürdürmek demektir.Düşman senin planını bozduysa vazgeçmek değil, hemen bir yenisini yapmak gerekir.Sonunda şah köşeye sıkıştırılana kadar oyun kazanılmış ya da kaybedilmiş değildir.Oyuncularından biri strateji oluşturmaktan vazgeçerse ,oyun tıkanır.Savaşçıların hepsi dağıldığında ortak bir amaçları kalmamıştır,hepsi tek tek hareket eder,işte o zaman kaybedersin.
Sayfa 112Kitabı okudu
"Her yer simsiyah. Limana giren teknede yalnızım. Diğer teknelerin ışıklarını görüyorum. Onlara ulaşamayacağımı ya da onlara katılamayacağımı biliyorum. Ama limanda inip kalkan o ışıkları görmek ne kadar rahatlatıcı."
Sayfa 160 - KabalcıKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.