-Dokunma bana... diye mırıldandı. Senin olana kadar dokunma... Seninim dedim, ama dokunma, kıyma... Ötekiler buradayken, yanlarında olmaz. O burada, tiksiniyorum.
- Dilediğin gibi olsun! Aklımdan bile geçirmeyeceğim... Önünde saygıyla eğiliyorum. Evet kötü, adi bir yer burası... Gruşenka'yı kollarından bırakmadan yatağın önünde diz çöktü. Kadın dilini güçlükle oynatarak,
-Biliyorum, vahşisin, ama soylusun da! diyordu. Namusla, edeple olmalı bu, bundan sonra öyle olacak... Namuslu davranalım. Hayvanlar gibi değil, iyi olalım... Götür beni buradan, uzağa götür; duydun mu? Burayı istemiyorum, uzaklara... çok uzaklara gidelim..
Sayfa 590 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları