Birinin sizi sevdiğini gördüğünüzde onun sizin köleniz olduğunu sanıp, her istediğinizi yaptırtıp onu köleniz haline getirip sonra birgün onu istemediğinizi söyleyip başınızdan attıktan sonra karşıda ki insanın uzun süre acı çekerken umrunuzda değilken, bir de bakıyorsunuz o normal hayatına dönmüş sizin beklediğiniz gibi acısı uzun sürmüyor. Bu defa tekrar o istediği sevgiyi kazanmak için dile getirmediği sevgi sözcüklerini ve davranışlarını sergiler kendinden emindir, çünkü o bir zamanlar onun kölesi olacak kadar tapmış, ayrılırken acı çekmiştir. Umduğu olmaz ve rededilir. Rededende kendi ile yüzleştiğinde geçmişteki tutsakcasına aşıklığına üzülür. Ve artık o duyguları beslemediği için mutludur.
Kitap da anlatılan ikili ilişki tamda böyle iki kuzen biri pisikolog diğeri de sanatçıdır.
İkisininde hayata bakışı farklıdır. Doktorluk bir meslektir. Bir mesleğe bağlanan kişi diğer konulara yabancıdır demiş. Bu genelleme ne kadar doğru tartışılır.
Sanatçı özgür ruhludur, ve dünyaya farklı pencereden bakar.
Tutkulu aşk yalnızlığın en uç ve en son durağı gibi.