484 syf.
·
Puan vermedi
Zülfü Livaneli çok değerli bir yazar o kuşkusuz. Serenad ise okuduğum en güzel kitabı.. Sonlara doğru o kadar yavaş ve hissede hissede okudum ki bitmesin istedim. Tavsiye ettiğim tüm arkadaşlarım da aynı duyguları paylaştılar...
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,6bin okunma
611 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yemin tüm bitirmeme çabalarıma rağmen, kendime günlük okuma limiti koymama rağmen yine de bitti… Bitti ama ağzımda harika bir tat, yüzümde bir gülümseme bırakarak bitti. Karahan Afrika’da yaşadığı olaylar sebebiyle granitten bir kalbe, gülmeyi bilmeyen bir yüze sahip esmer, uzun boylu, kara kaş kara göz bir FMArsal yakışıklısı… Tuğçe zengin bir
Yemin
YeminFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 2017945 okunma
Reklam
448 syf.
6/10 puan verdi
Bu kitabın yorumuna nereden başlayım bilemiyorum yayınevinin berbat çevirisi ve editörünün kitabı kontrol etmeden baskıya gönderip bizim sırf imla hataları, yazım hataları, eksik kalan bağlaçlar vs. yoksun kalmamıza neden olmasından mı? Yoksa yazarın absürd bir İskoç karakteri oluşturmasından mı, emin değilim. Yayınevi kitabı öyle iç içe geçirmiş ki hangi paragrafta kim konuşuyor birbirine karışmış. Hoş olmamış. Hele "Aye" kelimesini çevirmeden direk koymaları saçmalığın önce gideniydi, öyle çevrilmeden konsaydı Diana Gabaldon'un Yabancı serisinin kitapları bu kelimeden geçilmezdi... Gelelim karakterlere. Herkes Waryk'i sevmiş olabilir ama kitabın sonlarına doğru karısını öyle bir duruma sokuyor ki çıldırdım. İnanamadım. Dedim bir İskoç adam bunu sevdiği kadına yapmaz. O nedenle de bu karakterin zaten İskoç olmadığına bir kez daha emin oldum, herif o kadar geniş ki evlenmeden önce yattığı kadınla karısının olduğu bir yerde gayet yakın ve daha sonra bir olay nedeniyle o kadını bir de karısının yaşadığı eve yolluyor! Kafa göz dalmak istedim. Kitabın neredeyse ilk 200 sayfası Mellyora'nın kaçmaya çalışmalarına şahit olduk. Valla adamın bu yaptığını okuduktan sonra Mellyora'nın kaçmaları o kadar da saçma gözükmedi gözüme. Bu yazar bir de ödüllü ve çok tutulan biri ve bu kitapla tanışmamız yazar için de pek olumlu olmadı. Neyse tarihi, entrikası bol bir kitap. Graham Serisi : 1. Come the Morning (1999) - Kader Ağları 2. Conquer the Night (2000) 3. Seize the Dawn (2001) 4. Knight Triumphant (2002) 5. The Lion in Glory (2003) 6. When We Touch (2004) 7. The Queen's Lady (2007)
Kader Ağları
Kader AğlarıShannon Drake · Olimpos Yayınları · 201479 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle bu tarz kitapları doğru yayınevinden ve doğru çevirmenden okumak çok önemli. Ki yazarın öyküde anlatmak istediğini, daha rahat kavrayabilesiniz. Ben Can Yayınlarını tavsiye ederim o yüzden. Sayfa sayısına, fiyatına, ve düz bir şekilde okuyarak bakarsanız öyküye büyük bir yanlışa düşersiniz. Öykü ile okuyucu arasındaki diyalogun gelişmesi, kitabı kavramada çok yardımcı olur. Her okuyan öyküden kendine göre notlar çıkartır. Franz Kafka'yı ne zaman okusam aklımın bir köşesini de hep Spinoza işgal eder. Sanırım ikisinin de toplum tarafından kabul görülmemesi hep bir bağ kurmama neden olur aralarında. Şu zamana kadar hiç okumadıysanız, kaçırmayın. Kesinlikle hemen alın, okuyun! Kütüphanenizin en değerli hazinelerinden biri haline gelecek, ve sürekli okumak istediğiniz için sayfalar hemen yıpranaktır bu güzel ilgiyle:)
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,7bin okunma
Muhtaç değildi elbet Yaratan, yarattığının kulluğuna. Lakin Yaratan o kadar büyüktü ki, Adem'in O'na varmaya kulluktan başka yol yoktu. Kendisini, ister istemez değil, istekle kulluk eder buldu. Bu kulluğun sayesinde seyeban oldu. Zorunlu kölelik değil, şuurlu kulluktu bu. O ne derse kayıtsız şartsız, sorgusuz sualsiz doğru. O ne isterse koşulsuz kuralsız alacaklı. AŞKTI BU, BAŞKA İZAHI YOKTU.
Gözleri hesaplarda olmakla birlikte kocasına da bir iki bakış fırlatacak zamanı bulmuştu. “Ah bu adamlar... bu adamlar!” “Ama sevgilim...” diye başladı Defarge. Karısı sözünü kesti: “Ne yılgınlık bu!” “Çok uzun sürüyor.” Bu sözleri güç bela söylemişti. Bağrından kopup çıkmıştı sanki. “Uzun sürer. Ne zaman sürmedi ki? İntikam ve hesap-laşma hep uzun sürer... Kuraldır bu.” “Bir insanı yıldırımla çarpmak uzun sürmüyor ama.” “Söyle bana,” dedi karısı, “Yıldırımları üretip, biriktir-mek ne kadar sürüyor? Onu söyle!” Defarge kafasını kaldırdı. Söylenenlerde akla yatkın bir şeyler bulmuşçasına düşünceliydi. “Bir depremin bir kenti yutması uzun sürmez. Doğru. Depremin hazırlanması ne kadar sürer, sen ona bak!” “Uzun sürse gerek,” dedi Defarge. “Ama bir kez hazır oldu mu da önüne gelen her şeyi un ufak eder. O an gelene dek duyulmasa da, görülmese de hazırlanıyordu. Bu düşünce seni rahatlatsın. Sakın aklından çıkarma bunu.”
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.