Siz tıpkı osunuz:" Ellisini geçkin" diyor Pirandello, siz o kadar yoksunuz, fakat o yaşın hali var üstünüzde. "Nafiz bakışlar ve parlak bakışlar ve dudakların üstünde adeta çocukça ve taze bir tebessüm."[...]
Ah, ne kadar osunuz. Kitaptaki romancı... Aynen tıpkı... hatırlamıyor musunuz?[...] Birinci perdededir, evet, der ki romancı: "Yavrum, ikiden biri: Bir roman ya yazılır, ya yaşanır. Ben sana hemen tutkun olduğumu hissettim, fakat yazmak için değil,yaşamak için! Ben sana kollarımı uzatıyorum ve sen,bana ellerini, dudaklarını uzatacağın yerde, yazmak için mürekkepli kalemimi uzatıyorsun "[...] Yarabbim , evet, biraz yıpranmış bir elbise giymek, işte...senin karşına çıkmak için benim bir elbisem yoktu, çıplaktım. Fakat öğrendim ki ,sen de, senin de o güzel bahriyeli üniforman kalmamış. Bunun üzerine... kendimi sokakta buldum[...] Evet, kirlerimi tamamlamak için biraz çamur daha. Allahım, ne dehşet! [...] Ve bunun üstüne... Kendim için hiç olmazsa ölürken güzel bir elbise yaptırmak istedim[...] Bir tane olsun yaptırayım dedim-cidden güzel-[...] fakat o da hemen yırtıldı...Bir nişanlı elbisesi... Ölmek, bu elbise ile beraber ölmek için, başka bir şey için değil., herkese biraz teessür bırakarak, başka bir şey için değil. Hayır hayır bu bile değil[...] Çıplak ölmek.!