Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Årif-í billah olan bir hâlete dil bağlamaz İnkılâb eyler zaman ikbâl olur idbâr olur Arif olan, Allah’ı bilen kişi, bir duruma gönül bağlamaz. Bilir ki yukarıdaysak bir gün ineceğiz, aşağıdaysak bir gün çıkma ihtimâli vardır. O hâlde üzülmeye değmez. Doğru olan insan, netice itibariyle kazanır. İnsan vardır helal yiyemez, insan vardır haram yiyemez. Gayr-i meşru bir yolla zafer elde edememek hezimet değil ki. Netice itibariyle kazanırsın. Son tahlilde kazanırsın, ömür dediğin ne ki? Bugün geldin yarın gidiyorsun işte.
Nazım da zaten, Poselli ailesiyle yedikleri ve bugün bile son derece net hatırladığı o yemekten birkaç gün sonra, 1902'nin 15 Ocak günü dünyaya gelmişti.
Reklam
''Bir yerde okumuştum,'' dedim yutkunarak. ''Şöyle diyordu satırlarda: Farz et ki öldün ama o kadar hazırlıksız öldün ki ağlayarak yalvardın, sana tek bir gün vermeleri için yakardın yaradana. Sonra sana bugünü hediye ettiler. Sadece yirmi dört saat. İşte bugün kalan son gününmüş gibi yaşa.''
83 YAŞINDA DELİKANLI
Okuyucularımdan birisi: ''Öptüğüm El'' başlığı altında yazdığım yazıdaki ozanın kim olduğunu soruyor. Anlatayım: Geçen gün Abdülhak Hâmit'e gitmiştim.Son yazdığı büyük piyesi bana okudu. Yaşıtlarının birçoğu, sona eren bir akşamın korkusuyla bir Öteyanın varlığına sığınırken, bu ak saçlı büyük usta: Meçhûle tapma, akl ü izâna tap, dedim Hayvâna
Nazım Hikmet
Ömrünün on yedi senesini, vatan toprağındaki cezaevlerinde bıraktıktan sonra, kendi seçtiği yerlerde, kendi kaderini yaşamak için, fakat istemeyerek, mecbur olarak gitti. Bugün artık o, bu gökkubbe altında değildir ve ölüm çok şeyleri halleder. Bizden uzak bir toprakta, bağlandığı toplumun ve sanat dünyasının olağanüstü ilgileri arasında, fakat derin bir nostalji, bir vatan hasreti içinde gözlerini hayata yumdu. Son vasiyeti, ücra bir Türk köyünün mezarlığında toprağa verilmekti. Olmadı. Ölmeden önceki devrede ve son şiirlerinden birinde, bu hasret bakın nasıl dile gelir: «Sen benim, Esaretim ve Hürriyetimsin, Çıplak bir yaz güneşi altında yanan etimsin, Sen, Memleketimsin... Elâ gözlerinde yeşil hâreler, Büyük, mağrur ve Muzaffer, Ulaşılmadıkça ulaşılamaz olan, Hasretimsin...» Bir gün bir ziyaretimde, bu mısralarını, onun mezarı başında ve ona mezar taşı olan büyük bir siyah mermer üzerine oyulmuş hareketli siluetine karşı okurken, istedim ki ruhu beni duysun. Çünkü ben onun, bu vasiyetinde dile gelen hasretini anlıyor ve ona hak veriyorum... Evet, hem Büyük Şair’di, hem Büyük İnsan... Ve bu Büyük İnsan’a yakıştırılmak istenen suçlar, iftiralar ise, ne kadar küçük hırslardır...
Remzi KitabeviKitabı okudu
KIZILELMA Bir varmış, bir yokmuş, Tanrı’dan başka Kimseler yok imiş, yakın zamanda (Bakû’)da milyoner bir kız var imiş; Türklüğü çok sever, yurda yâr imiş; Adı (Ay Hanım) mış, hanlar soyundan;
Reklam
Rûm Suresi, 55-56-57. Ayetler Arası
O -Son- Saat gerçekleştiği gün, suçlular -dünyada- ancak kısa bir süre kaldıklarına dair yemin edeceklerdir. İşte onlar -dünyada da hakikatlerden- böyle döndürülüyorlardı. Kendilerine ilim ve iman verilenler -inkârcılara- şöyle diyeceklerdir: “Şüphesiz ki siz Allah’ın yazısında -hükmedildiği gibi- diriltilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün, diriltilme günüdür, fakat siz onu tanımıyor -/reddediyor-dunuz.” O gün, haksızlık edenlerin -/zalimlerin- mazeretleri -kendilerine- yarar sağlamayacaktır; onlardan -Allah’ı- memnun etmeye çalışmaları da istenmeyecektir.
Ömür dediğin üç gündür Dün geldi geçti, yarın meçhuldür O halde ömür dediğin Bir gündür, o da bugündür. Ömrün gene de üç gün olduğunu düşünüyorum ben. Dün'ü unutamazsın. Bugün'ü en iyi şekilde yaşamak zorundasın. Ama yarın'dan da beklentilerin olacak...
Sayfa 374 - Doğan KitapKitabı okudu
DTCF'nin iç yüzü
BİR FAKÜLTENİN İÇ YÜZÜ Ulus Meydanından Yenişehir’e doğru muazzam büyük caddenin üzerinde uzayan bir bina var. Alnında, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” yazılı. Hayran hayran bakıyorsunuz. Ne güzel bina, ne büyük söz. Hele bir de içeri girin. Korkmayın, çekinmeyin. Bu fakültenin içini, dışını ben çok iyi bilirim. Dört yıl orada bulundum. Ben
-Bir gün, bu dünyada artık yararlı hiçbir şey yapamaz hale geldiğimizi fark edersek, yaşamımıza basitçe son verecek kadar cesur olabilmeliyiz, onun dediği gibi +O kim? -Dün gecenin en mutlu erkeği +Eminim ki bugün öyle söylemez, fikir değiştirmenin en kolay yolu sağlam bir umuda bel bağlamaktır.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.