"Ben" den "O"na Geçiş Aşağıdaki ayet, teselli edici özelliğiyle göze çarpar. Söz konusu duygusal etki gramerdeki geçişlerle artar. "Ey kendileri aleyhinde aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahlar affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (39:53) Allah’ın tesellisi, birinci tekil şahısla söylenen "Kullarim" ile başlar. Bunun en az iki işlevi vardir. Birincisi; Allah (cc) ne zaman kullarini Kendisine atfetse, tevhidi muhafaza etmek için birinci tekil şahıs kullanir. (Arapçada kullar -yani ibäd- kelimesinin ibadet kelimesiyle aynı kökten geldiğinin hatirda tutulması gerekir.) İkincisi; birinci tekil şahıs, kullarının zihninde Allah'a çok samimi, şefkatli ve güven verici bir vasıf yükleyerek ayetin bundan sonraki gidişatını belirler. Sonraki ifadelerde üçüncü şahsa geçis, ayetin bundan sonraki kısmına darb-ı meselvâri bir nitelik kazandırır: "Allah'in rahmetinden ümit kesmeyin." "Allah her günahi affeder." "Allah mağfiretlidir, merhametidir." Bunlar, müminin derin pişmanlık ve tevbe anlarında hatırlayabileceği güven verici hakikatler olarak sunulur.
"Sen şunu iç, ben seni manevi Romani yapacağım. İyidir bu iksir, Daki dey(Anneanne) ta nerelerden yolladı." O da kim diye sormadı Cihan. Bir yudum almasıyla tükürmesi bir oldu. "Iyy. İğrenç!" "İğrenç ha? dedi Balaban gayet sakin. Aniden çevik bir hareketle Cihan 'ın kafasını geriye yatırıp maiyi ağzından içeri boca etti. Yarı boğularak, yarı öksürerek neticede içti. " Ala "dedi Balaban. Yeleğinin cebinden uzunca bir mendil çıkarıp Cihan ın başına bağladı." Bu bahar ailemize dahil oluyorsun. Haydi hayırlı olsun! " O günden sonra bir hafta boyu içtiği iksiri sayesinde miyoksa hiç sahip olmadığı talihi sayesinde mi bilinmez Cihan illeti nihayet yendi. Ölüm gelip yollamıştı şöyle bir. Yanına almak istemişti. Sonra kim bilir hangi sebepten, bırakmıştı yaşasın.
Sayfa 246 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.Kitabı okuyor
Reklam
İstek, üzüntü ve kaygılarıma söz geçire­miyorum. Dahası, korku, çocukluğumun kavurucu özlemi ve fe­laketlerim soğukkanlılığıma karşı direnen apayrı birer kişi olup çıktılar benliğimde. Bendeki bu "korkan kişi" içimde barınan bir başkası mıdır, yoksa o insan bizzat ben miyim?
152 syf.
8/10 puan verdi
Ben derim ki:
Tiyatrosunu da izlemiş biri olarak trajikomedi türünde güzel bir tiyatro kitabı. Kitap bence her zaman ve zemin diliminde var olan "hastalık hastası" denilecek kişiyi oldukça güzel tarif etmiş. Tıp ilmine güvenip hastalığı olmasa bile kendini hasta hisseden, hastalığı çıksa bile daha çok hastalığı olduğunu iddia eden, sürekli kendini "hasta" konumundan terfi ettirmeyen insanı ve çevresiyle ilişkisini muazzam bir şekilde aktarmış. Moliére'nin bizzat yer aldığı sonunda öngörüsüyle yaptığı konuşmanın gerçekte başına gelmesi de etkileyiciydi. Ve yaşadığı dönemde "tıpa yönelik takınılan tavırlara" karşı eleştirileri sayesinde, o dönemle sınırlı kalmayıp çağın ötesine geçmiş bir yazar olmuştur. Zira çağımızda da, yaptığı eleştirilerin vücut bulmuş halini görmekteyiz.
Hastalık Hastası
Hastalık HastasıMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216.2k okunma
Hatta Fudayl b.iyad bunu kalp katılığının sebeplerinden saymıştır ve demiştir ki: " iki şey vardır ki kalbi katılaştırır: çok uyumak ve çok yemek."
Ön Söz
Aslında herkes el yardımıyla ilerliyor o yüzden ben derim ki kanatlarınızı açın ve hayallerinizin peşinden gidin.
Reklam
212 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yazara sevgiler
Yazar bence çok güzel anlatmış. Akışkan ve merak uyandırıcı, aynı zamanda eğlenceli kısımları da olan bir eser ortaya koymuş. Ben ülkelerin kendine has özelliklerini, coğrafi şekillerini, başkentlerini, para birimini, yemek kültürleri gibi (vs) bir çok merak ettiklerimi haritaları ile yazarak araştırdım. Tabi bu benim kişisel zevk ve isteğimdi. Bunu yaparken çok eğlendim ve öğrendim. Bir gezi kitabı arayışındaysanız okumanızı tavsiye ederim. Ben yazarın diğer kitabını da okudum. O kitabın içeriği ise Türkiye'nin şehirlerini anlatıyor. Kitapkurdu arkadaşlara iyi okumalar dilerim.
Kuş Uçar Kervan Geçer
Kuş Uçar Kervan GeçerF. Hande Topbaş · Şule Yayınları · 201414 okunma
“Savaş başladığında iki oğlum birlikte cepheye koştular, artık her anne gibi ben de diken üzerindeydim, evlatlarımı görünceye kadar gözüme uyku bile girmiyor, yerimde duramıyordum. Durum gerçekten dayanılacak gibi değildi, bu yüzden bir gün iyice bunaldığım bir anda kendimi tutamayarak, “Yüce rabbim, ne olur bütün yavrularımızı gözet, iki evladımı da koru ve ne olur ikisini birden alma benden, hiç olmazsa birini olsun bağışla!” diye Allah’a yakardım. Bir süre sonra evlatlarımdan biri şehit oldu, diğerini ise şükürler olsun Allah bana bağışladı. Ancak o günden beri bu dua içimde hep bir sızı olarak kanadı durdu. Acaba evlatlarımdan birini feda ediyormuş gibi dua etmeseydim diğer evladım da yaşar mıydı diye düşünmekten ve sürekli göz yaşı dökmekten kendimi bir türlü alamıyorum.”
Sayfa 78 - Apra YayıncılıkKitabı okuyor
İhtiyar Bach şiir yazmaya, felsefe yapmaya, pipo içmeye ve müzik yapmaya (sıralaması böyle olmayabilir) düşkündü. Bütün bu dördünü bestelediği gülünç bir şiirde birleştirdi. Karısı Anna Magdalena için tuttuğu müzik defterinde bulunabilir bu, şöyle bir şeydi: Bir Tütün Tiryakisinin Öğretici Düşünceleri Pipomu ne zaman alsam ve doldursam Ve ne
Ben yalnızca tek bir şey için görev sözcüğünün söz konusu olabiliceğini düşünüyorum; o da özgürlüğümün korunması. Evlilik ve ona eşlik eden mülkiyet ve kıskançlık, ruhu tutsak eder. Bunlar bana hakim olmaz.
Sayfa 22 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.