Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer

Ömer
@o_m_e_rt
47 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
240 syf.
·
Puan vermedi
Hasan Ali Toptaş’ın bütün romanlarında genel olarak Anadolu insanına dair manzaralar, anlatılan insanların batıl inançları ve romanın geneline sindirilen ucu açık, gizemli durumlar görürüz. Bu romanda da yazar kendi özgün üslubuyla bizi farklı bir hikayeyle tanıştırır. Kitap her ne kadar sakin ve durgun başlasa da ilerleyen sayfalarda artan
Beni Kör Kuyularda
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,3bin okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
“…; herkes, Amerika’nın, günün birinde bu esrarlı yuvarlağın gizlerini çözeceğine inanıyor; hatta bazıları, onun ele geçirilişiyle Avrupa dengesinin önemli ölçüde bozulacağından korkuyordu.” Jules Verne bu romanında bu sözü söyledikten 100 yıl sonra insanoğlu Ay’a ilk adımı attı. Bütün romanlarında sahip olduğu bilgi birikimi kullanan yazar bu romanında gökbilimi üzerine bilgileriyle insanoğlunun hayalinin sınırlarını aşabilecek bir konuyu gözler önüne serer. Astronominin dışında kitapta dikkat çeken bir başka ayrıntı ise giriş kısmında kitabın bir savaşla başlamasıdır. Amerikan İç Savaşı’nda silah üreten bir grup savaşın bitimiyle kendisine bir uğraş arayıp Ay’ın sırlarını öğrenip ona varmaya çalışmaya karar verir. Ya savaşın yıkıcı sonunun getireceği gerileme ya da savaş sonrası yapıcı bir öngörüyle bilimle ilerleme. Yazar aslında tam bu konuda üst perdeden bize seslenmektedir. Kolomb’dan bu yana Amerika kıtasında sürekli bir kaos ve savaş hakim olmuştur. Bunun en sonuncusu da İç Savaş’tır. Yazar, savaşın bitimiyle “Beyaz İnsan”ın artık kıtada huzursuzluk değil bilimle ilerlemiş bir huzur ortamına kavuşmasına duyduğu isteği bize silah üreten bir grup üzerinden anlatmak ister. Bilimin hep yıkıcı olmayacağını, insanlığı daha da ileriye, gerekirse Ay’a da götürebileceğini öne sürer. Sonuç olarak baktığımızda kendisi günümüzde yaşamasa da öngörüleri tam anlamıyla yerine gelmiş gibi. Tabi bu ilerlemede, 20.yüzyıl ABD politikalarının etkisini de görmezlikten gelemeyiz.
Ay'a Yolculuk
Ay'a YolculukJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202110,4bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Friedrich Nietzsche’nin felsefe ve edebiyat tarihine geçmiş bu ünlü eserini daha önce farklı bir yayınevi ve farklı bir çeviriden okumuştum. Daha sonra farklı yayınevi ve çevirileri var mı diye tarama yaptığımda karşıma önemli üç çeviri daha çıktı. Bunlardan Pinhan Yayıncılık’ın bastığı Ahmet Cemal çevirisinden kitabı tekrar okumak istedim. Çeviri unsuru her ne kadar ikinci plana bile atılmayan bir unsur olarak görülse de yabancı bir dilde yazılmış bir kitabı Türkçe olarak okuyup özümsemede çok önem arz ediyor. Eğer Türkçeyi ve Türkçenin beslendiği kültürü tam olarak çeviride yansıtamazsanız okur çevirisi yapılan kitabı sıkıcı olarak değerlendirip okumayacaktır. İşte Böyle Dedi Zerdüşt de gerek felsefesi gerek insanlara verdiği derin mesajlarla örülü bir eser olduğu için Ahmet Cemal çevirisinden tekrar okumak istedim. Friedrich Nietzsche’nin birçok konuda söylevlerini içeren bu kitapta “üstüninsan”a giden yolda insanın cesareti, aklı ve erdemiyle nasıl mücadele ettiği ve çevresinin etkisiyle “üstüninsan”a yaklşmaktayken çektiği zorluklar, filozofun ağzından yer yer alogorik yer yer de örtülü anlamlarla okuyucuya verilmekte. Zerdüşt, yalnız yaşadığı yurdunu terk edip çıktığı bu “çileli” yolda insanların kendisini “bilge kişi” olarak adlandırması üzerine onlara asıl bilgeliği, kişinin erdeminin üstünlüğünde ve “benlik”inin derin uçurumlarında aramaları gerektiğini hatırlatır. Kendisinden sonra gelen birçok yazar, şair ve sinema yönetmenini etkileyen bu kitapta Friedrich Nietzsche, Zerdüşt gibi mitolojik bir kişi üzerinden tüm insanlığa seslenir. “Size üstüninsanı anlatıyorum!”
İşte Böyle Dedi Zerdüşt
İşte Böyle Dedi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Pinhan Yayıncılık · 201738bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
49 syf.
·
Puan vermedi
“İnsanoğlu Tanrı’nın dengi olabilir.”
Kitabın sonuna doğru denk geldiğiniz bu cümle bir anlamda kitaptaki ana çatışmayı da bize özetler gibi: din-bilim çatışması. Zacharius Usta, çevresinin deyimiyle, ya kendi kibriyle yaptığı saatlerdeki zamana hükmederek Tanrı’nın sırrına vakıf olacak ya da zamanın sadece Tanrı’nın iradesinde akıp gittiğini kabul edecek. Bu düşüncelere baktığımızda çok da yabancı olmayan bir bilim insanı da akla gelmiyor değil. Bu kişi Faust. Faust yaşamın sırrını merak edince Tanrı’yla anlaşıp kendisini yoldan çıkaran Mephisto ile tanışır. Zacharius Usta da kitabın bir bölümünde kendi Mephisto’suyla bir araya gelir, çok istediği sır ve kendi yaşamı uğruna garip ihtiyar adamın isteklerine uymak zorunda kalır. Din-bilim çatışmasının çok net görüldüğü bu romanda Jules Verne’nin “zaman, saat, ruh, Tanrı, kibir..” gibi kavramlar üzerinden Tanrı’yla olan iç çatışmasının yansımasını görürüz.
Zacharius Usta
Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,8bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğu Kavaklık ve Allaben'de geçen Ülkü Tamer'den, şiirlerinde olduğu gibi öykülerinde de okuyucunun içini ve vicdanını okşayan dört öykü. Öyküleri okuduğunuzda sevgisi uğruna çaresizliği seçen Sitti Zeynep'le karşı karşıya gelirsiniz. Sekiz yaşındaki Elmas'ın gözyaşlarını, Çete İsmail gibi teninizde hissedersiniz bir an. Şair; çocukluğunun bütün sıcaklığını, samimiyetini bu dört öyküye sığdırıp Dostoyesvki'nin Delikanlı'da dile getirdiği "hayatı dosyası yaşamanın mümkünlüğü"nü okuyucuyu da içine alarak tekrar hatırlatır.
Alleben Öyküleri
Alleben ÖyküleriÜlkü Tamer · Ketebe Yayınları · 2020373 okunma