"İnsancıklar" sonrası
Dostoyevski dehşete kapılır, bu yeni ve ani şöhret onda tatlı bir ürperti uyandırır. Rüyada gibi iner merdivenleri, sokağın köşesinde sallanarak ayakta durmaya çalışır. Kalbini sıkıştıran bütün o karanlık ve tehlikenin güçlü bir şey olduğunu, çocukluğundaki belirsiz "büyüklük" hayallerinin ölümsüzlük olduğunu, bütün dünya için acı çekmek olduğunu ilk kez hisseder, ama buna inanmaya cesaret edemez. Coşku ve vicdan azabı, gurur ve tevazu göğsünde belli belirsiz salınıp durmaktadır, hangi sese inanacağını bilemez. Sarhoş gibi sokağın karşısına geçer, gözyaşlarına mutluluk ve acı karışır.
Aşk Hayatındaki En Yaygın Alçaltma Üzerine (1912)
... Cinsel eyleminde erkek kadına duyduğu saygı yüzünden neredeyse her zaman kendini kısıtlanmış hisseder; tam cinsel gücünü ancak karşısında alçaltılmış bir cinsel nesne olduğu zaman geliştirir, buna yol açan nedenlerden biri de erkeğin cinsel hedeflerine sapık unsurların nüfuz etmesidir, saygı duyduğu kadında bunları tatmin etmeye cesaret edemez. Eksiksiz bir cinsel hazzı kendisine ancak hiçbir duyarlılık göstermeden kendini doyum sağlamaya vermesi sağlar; mesela iyi yetiştirilmiş terbiyeli karısında buna cüret edemez. Alçaltılmış bir cinsel nesneye, etik açıdan bayağı olan, estetik tereddütleri olabileceğini düşünmesine gerek olmayan, kendisini yaşamındaki diğer ilişkilerinde tanımayan ve değerlendiremeyen bir kadına olan ihtiyacı bundan kaynaklanır. Sevecenliği bütünüyle daha üst seviyedeki bir kadına ait olsa da , cinsel gücünü tercihen bu tür bir kadına ayırır. Toplumun en üst tabakalarına mensup erkeklerde sık gözlemlenen, daha alt sınıftan bir kadını metres veya hatta eş olarak seçmeleri de alçaltılmış cinsel nesneye olan ihtiyacın sonucundan başka bir şey değildir muhtemelen; o nesne psikolojik olarak tam doyum olanağıyla ilişkilidir. ...
Sayfa 27 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kalbini sıkıştıran bütün o karanlık ve tehlikenin güçlü bir şey olduğunu, çocukluğundaki belirsiz "büyüklük" hayallerinin ölümsüzlük olduğunu, bütün dünya için acı çekmek olduğunu ilk kez hisseder, ama buna inanmaya cesaret edemez.
Yüksekkaldırım'dan inerken bakar ki kendi kalemindeki efendilerinden biri de karşısında yürüyor. Bir de , bu adam buna yanaşır, baş eğip dikkatle yüzüne bakar, işaretler eder. Talat Bey bir taraftan "Beni tanımasın" diye korkar. Bir taraftan da herifin bu türlü rezike hareketleri canını sıkar. Yakasım kurtarmak ister, fakat herif ayrılmaz ki... Talat Bey hızlı gider, o da hızlanır. Talat Bey yavaş gider, o da öyle yapar. Talat Bey'in canı sıkılır, herife çıkışmak ister fakat cesaret edemez. Kendine de uygun düşmez. Kendi kendine: ........
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okudu
Kahraman kimdir?
"Peki, kahraman nedir?" "Bilmiyorum," dedi. "Kendini kahraman sanan ve bunun hakkını veren birinin ya da erdemin içgüdüsüne ve cesaretine sahip olup bundan ötürü hiç hata yapmayan, en azından hata yapılmaması gereken o biricik anda yapmayan birinin kahraman olmaması mümkün değildir. Ya da Allende gibi, kahramanlığın
Sayfa 144Kitabı okudu
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
Reklam
89 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.