Beklentilerin bizi aştığı dünyada insanlara yetişmeye çalışmaktan kendimize geç kalıyoruz. İçinizde bir yerde sakinliği özleyen kalbimiz bile bize kırılıyor. Kayıtsız bir bakış kimin sorumluluğundadır? Makineleşmiş dünyanın kaçış yolları umutsuz bir bakışta saklı olamaz mı? Kimseden korkmadan kendi anlamsızlığında kaybolmak lüks olmamalı diye düşünüyorum.