bıyıkları bile terlememişti henüz
direnemedi merminin sıcağına,
ölürken ne güneşi tanıdı ne güzü.
sığmadı gün güneşe,
pimi çekildi anacığının
güneşinden vuruldu yeryüzü.
ah oğul…!
cinayeti yarattık ama kurtaramadık kendimizi ölümden
kaç ölümdür bir yaşamın ederi?
kurşun nasıl vurur bir çocuğu düşlerinden
postal izi,
barut kokusu mudur insanlığın kaderi?
ah oğul…!
gökkuşağının az sonrası
-b a r ı ş-
yakın mıdır acep kurtuluş günleri?
acının deminde umudun ışığında
yeşil bir zeytin dalı gibi
yaşayarak
azaltmalıyız ölümleri.
bazen vatan…
bazen bir gaye-yi hayâl uğruna
kardeş kardeşi vurmuş,
insan insanı boğmuş insan kanında.
henüz bıyığı terlememiş bir oğul getirmişler bembeyaz kefeniyle,
elleri ayakları yok, kurşun yarası kızıl karanfil gibi açmış alnında
delikanlılara ölümü hiç yakıştıramadım…!
.
hiroşima ne ki, bütün gönderip
parçaları gelen oğlu yerine ölmek isteyen ana yüreğinin yanında
düşündüm, şu deniz hangi ananın gözyaşı, bu insan çölünün ortasında
.
hangi buluta baksam çığlık yağıyor
hangi ananın kapısını çalsam…
acı biriktiriyor, ölüm sağıyor
oysa hangi ana günahkârdır, cennet ayağının altında?
analara ölümü hiç yakıştıramadım…!
Rasulullah(sav) sahabesinden bazılarına şöyle buyurmuş: " Kendisinde ikamet edeceğin kadar Dünya ve kendisinde baki kalacağın kadar Ahiret için çalış; kendisine olan ihtiyacın kadar Allah'a ibadet et; Cehennem ateşine dayanabileceğin kadar günah işle."
"DÜNYA'YI BİZE BÜYÜK GÖSTEREN BİZİM KÜÇÜKLÜĞÜMÜZ OĞUL. HIRSIMIZ, SABIRSIZLIĞIMIZ, BENCİLLİĞİMİZ. ÖNCE BU YÜZDEN KÜÇÜLÜYOR, SONRA DA DÜNYAYI ÇOK BÜYÜK GÖRÜYORUZ."
Anladım ki; kişinin en değerli sevgilisi, mezara girdiğinde onunla beraber eşlik edendir ve böyle bir sevgili olsa olsa yapacağım hayırlı işlerdir, dedim.
Hz.Ali (ra) oğluna nasihatı;
Ey oğul!
İyi insanların izini takip et...
Ecdadını örnek al...
Allah'a sığın...
Her şey Allah'ın elinde...
Her şeyi Allah'tan bil...
Peygamberi önder olarak al...