Cumhuriyetin ilk yıllarında, bu yorulmak bilmeyen "her şey profesörleri"durmadan teoriler ortaya atıyorlardı. Teoriler mantar gibi büyüyor, bilginler kendi kendine yetişiyordu. Artık ne bilginlerle, ne bunların düşünceleri ile başa çıkmak imkânı kalmamış gibi görünüyordu. Bu arada yorulmaz mütercimler, ellerine geçen her şeyi, insana hüzün verecek kadar acıklı bir biçimde, Türkçe'ye pek yakın sayılamayacak bir dile çeviriyorlardı.