DİN-YOBAZLIK:
Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Ben yalnızca derdimden anlayacak bir kişi arıyorum, tek bir kişi... Ve işte tam da onun için yazıyorum.
sen varsın, biliyorum. Çok uzak bir şehirde belki ya da bir defa yüzünü görme ihtimalim hiç olmasa da ve hiç tanımayacak olsak da birbirimizi ben yine de senin var olduğunu ve bir yerlerde hayalime ortak olduğunu, dualarıma 'amin' dercesine yazdıklarımı okuduğunu biliyorum. Zira, bence yazmak da dua etmek gibi...
Ve bizim gibilerin kitaplara sevdası şunun için biliyorum, zira kelamın da, kalemin de ve gönlün de sahibi olan, "Oku" diyor hepimize. Biz, "Neyi?" diye bile sormaktan aciziz oysa. Ya da hadi itiraf edelim; gafiliz...
Ama mademki O, sözüne "Oku" diye başladı, işte onun içindir sevdamız kitaplara...
Ama ben yine de eski bir İstanbul kıraathanesinde, tahta iskemlelere oturup da ince belliden demli çaylarımızı yudumlarken dertleşip de söylemek isterdim sana bunları...
Sen var ol, ol ki hayalime bir sırdaş olduğuna inanayım.
”Severim ben seni, candan içeri,
Yolun vardır, bu erkandan içeri,
Beni bende, deme, bende değilim,
Bir ben vardır bende, benden içeri.”
Yunus Emre
Bi bak bakalim ne var senden içeri ?
1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
"Nereden esti? Sevdin mi peki?" diye arka arkaya iki soru sordu Zeynep Hanım. Alper, galip olduğunu düşünenlere özgü o evrensel tonlama ile yanıt verdi: "Ne seveceğim ya! Yarısını anlamadım zaten dede dede kelimeler anayasa hukukundaki gibi... Güya aşk romanı... Nuran mı Nalân mı bir kadın var herkes ona âşık o kimseye âşık filan
Oktu ve saplanmıştı
Bu yeterli demiştim içimden
Oku bir bendim gören saplıyken
Sırf bu yüzden saplandığı yere boşverdim
Görmüşlüğüm sadakta takırdayan bir oku değildi elbet
Değildi bu havada asılı bir ok her Zenon’a nazire
Ne de Cengizvari bir oktu tehditkâr yayda gergin
Gördümse haber aldığım bir yerden savrularak
Haber beklediğim yere saplanan