Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Okuduğun Kadarsın...
Bir kitabın daha sonuna geldim, ama nasıl güzel bir son.. Baştan sona her cümlesi ayrı bir yer edindi yüreğimde... Okuduğum en güzel kitaplardan birisi olduğunu belirtmek isterim. Okumak benim için her zaman temel ihtiyaç olmuştur, hiçbir zaman alışkanlık gözüyle bakmadım, bakamamda. Dâimâ ihtiyaç olarak yer edindi hayatımda. Yazarımızla okumaya karşı aynı pencereden bakıyor olduğumuzu fark ettiğimde yaşadığım his tarifsizdi. Kitapta, baştan sona kadar okuma ele alınmış, en ince detayına kadar hayatla bağdaştırmalar kurarak o kadar samimi bir üslupla ifade edilmiş ki bu durum beni çok mutlu etti. Üslup son derece zarif, cümleler oldukça açık ve net. İçerik ise oldukça zengin. Alıntılamaya doyamadım.. Okurken sık sık "ancak bu kadar güzel anlatılabilir, ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi okumak." tarzında cümleler kurdum. Kitabın daha ilk sayfalarını açtığınızda verilen emeği hissedebiliyorsunuz aynı zamanda sayfalar buram buram samimiyet kokuyor. Kitaplığınıza eklemeniz gereken nadide kitaplardan birisi olduğunu düşünüyorum. Mutlaka okuyun. Ahlâklı ve faziletli bir insan, mutlu ve sağlıklı bir mümin, seven ve sevilen vefalı bir arkadaş, anlayışlı bir eş, müşfik bir anne baba, sevilen ve sayılan bir çocuk olmak için okumak zorundayız. Toparlayacak olursak, Dostlar! Görmek için sadece göze muhtaç değiliz. Hadi diyelim öyle, ama gözler sadece başlarda değil, kalplerde ve beyinlerde de vardır. Hatta onların görme kabiliyetleri daha da fazladır. Öyleyse açın o gözlerinizi ve görün bu zamana kadar göremediklerinizi...
Okuduğun Kadarsın
Okuduğun KadarsınCemal Nar · Mostar Yayınları · 201889 okunma
Dostlar! Görmek için sadece göze muhtaç değiliz. Hadi diyelim öyle, ama gözler sadece başlarda değil, kalplerde ve beyinlerde de vardır. Hatta onların görme kabiliyetleri daha da fazladır. Öyleyse açın o gözlerinizi ve görün bu zamana kadar göremediklerinizi...
Reklam
Bizi yetiştiren faydalı okumalar, biz mahveden de basit zevk ve eğlencelerimiz peşinde budalaca ömür tüketmektir.
Devlet zaman zaman okuma yazma seferberliği başlatır ve her vatandaşa okuma yazma öğretmek için çırpınır durur. Bu çaba elbette gerekli ve güzeldir, nitekim buraya kadar başarılı da sayılır. Fakat aynı devlet halkın okuma yazma öğrendikten sonra hayat boyunca neden okumadıkları üzerinde kafa yormaz ve ilgilenmez. Öyleyse bu kadar emek ve çaba, bu kadar masraf neden yapılır boşu boşuna, sonuç alınmayacaksa? Bu bir sorunsa eğer, bu sorunu nasıl aşarız?
Ekonomik krizlerle okuma arasında bir bağ varsa, o da ekonominin kötü olmasının kitap okumamaya sebep olması değil, tam tersine okumamanın ekonomik krizlere sebep olduğu gerçeğidir. Okuyan bir millet, artan bilgisi ile dünyadaki imkânları araştırır ve yeni ekonomik değerler ve imkânlar bulur. Teknolojiyi geliştirir. Kendine istihdam oluşturur ve çalışır, üretir ve kazanır. Zengin ve müreffeh olur.
Sistemin ve Millî Eğitim'in yanlış politikaları ve kötü uygulamaları sonucunda okuma alışkanlığının olmaması, bu olmayınca da daha renkli, daha zevkli ve neşeli, daha rahat erişilen televizyon, video, sinema, oyun ve eğlencenin kitap okumaya tercih edilmesidir.
Reklam
LÜTFEN!
Lütfen kendimizin kıymetini bilelim, bilinçli bir hayat yaşayarak ömrümüzü iyi değerlendirelim. Onu cehalet fırtınalarında israf etmeyelim. Yele verip de har vurup harman savurmayalım.
İnsan önce kitap okur, düşünce ufku açılır, bakışı zenginleşir. Sonra kâinat üstüne tefekkürü yoğunlaşır, bakar, tefekkür eder, yorumlar, yine zenginleşir. En sonunda da iç âlemine, gönül deryasına dalar, kalbin uçsuz bucaksız ufuklarında cevelan eder. Bu da bambaşka bir zevk ve bambaşka bir zenginlik olsa gerektir. Bu âleme erişenler, görünen âleme pek iltifat etmezler.
Oysa seçtiğin her kitap bir âlemdir, gez dolaş bitmez. Beğendiğin her kitap bir allâmedir, sohbet et dur, Sen usanmadıkça o usanmaz. Kâinat kitabını ibretle okumak da böyledir. Derin murakabelerle gönül âlemini seyretmek de böyledir. Bunlar belli bir tertip ve sırayla gelir adama. Gittikçe de kaliteleri artar.
İşte böyle, herkes bir karşılık beklemeden üzerine düşeni Hak Teâlâ için yaparsa, öyle bir dünyada yaşamak ne kadar güzel olur değil mi?
Reklam
Siz de tecrübe etmişsinizdir; gönüller ancak bilgiyle ve ikna edici tatlı bir dille fethedilir. Bilen insanlara güven duyarız, teslim oluruz, sever ve sayarız.
Hayat böyledir işte, her zaman az ya da çok, oluklar çift olmuştur. “Birinden nur akar, birinden kir."
Gençler! Gayret edin, çalışın. Sakın tembel olmayın. - Tembellik, maskaralıktır. İnsan için yüz karasıdır. Tembeller her zaman aslan artığından geçinmeye mahkûm olmuş çakal tabiatlılardır. Her zaman aşağılanırlar. Çünkü kendileri tembellikleriyle kendilerini alçaltmış ve aşağılamışlardır. Başkası niye yapmasın ki!
Her başarının ardında işi bilerek, severek ve isteyerek yapmak, planlı programlı ve tertipli düzenledi olarak çok çalışmak vardır.
Daha mutlu, müreffeh, kalkınmış, sağlıklı ve huzurlu bir hayat için kitaplarla ilişkimizi güçlendirmeli, onlarla daha yakından ilgilenmeli, sıkı fıkı diz dize oturmalıyız. Okumayı zevke dönüştürerek çok okumalı ve üstünde düşünmeli, özümsemeli, bilgiyi uygulamada faydaya dönüştürebilmeliyiz. Birey ve toplum olarak hak etmeliyiz mutluluğu böylece.
260 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.