#medusanınölükumları #maralatmaca
"Bana meydan okurken iki kez düşün...kabul etme ihtimalim var."
Adnan Atalar
Sevgili güzeller güzeli kızım Eftal'im, diye başlıyordu mektup. Ve ilk cümleden gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Bu mektubu sana idamıma günler kala yazıyorum. Yüzünde bir gülümseme oluşturmak, bir baba gibi umut vermek isterdim ama boynuma bağlanacak bir urgan varken ne kadar umutlu konuşabilirim bilmiyorum. Ölmekten korkuyorum
Reklam
okurken çok hoşuma gitti :)
sufizm'de su felsefesi dağdan akan suyu düşün. en az direnç gösteren yolu seçer akmak için. yani önüne bir kaya çıkarsa onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya. Suyun bu doğasından alınan ilhamla şöyle der sufiler; "SENİNLE UĞRAŞMAK İSTEYEN HİÇ KİMSEYLE UĞRAŞMA, EĞER UĞRAŞIRSAN ONUNLA AYNI YERDE KALIRSIN, ETRAFINDAN DOLANIP DEVAM ET AKMAYA" diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan Kaya'nın etrafından dolaşmayacak bir yola denk geldi. O zaman ne yapar, birikip üstünden aşar, yok eğer buda olmuyorsa sabırla kayayı yavaş yavaş delmeye başlar. kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir tabii ki damlaların sürekliliğidir ki buna da "sabır" derler. Sabretmek hiçbir şey yapmadan oturmak değildir " SABIR DİKENİN İÇİNDE GÜLÜ, GECENİN İÇİNDE GÜNDÜZÜ HAYAL EDEBİLMEKTİR." der şems-i Tebrizi. Suyun doğası imkansızı bile başarabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olmayı gerektirir.
"bir yer var, biliyorsun orayı. herkesten her şeyden sıkılıp, içine dönüyorsun. kimseye bir şey anlatmak istemiyorsun, biliyorsun anlamayacak. kimseden bir şey beklemiyorsun, açıklama yapmıyorsun, yorulmuşsun çünkü. bir yer var biliyorsun orayı, orda sen ve yalnızlığın varsın hep. bir yer var, hani nefesin kesiliyor bir an; etrafında olan her şey akıp geçiyor sen zihninde anlamlandıramıyorsun. kitap okurken, aynı sayfayı defalarca okuyup ne demek istediğini anlamadığın o yerden bahsediyorum, biliyorsun orayı. bir yer var, kendine bile uzak, boş bir yer. bir yer var, en yakının zannettiklerinin bile giremediği bir yer. böyle ıssız tenha bir yer ama içinde çokça düşünceler var. bekleyişler, umutsuzluklar, cinnetler, cinayetler olmayan hayaller olsun diye çabaladığın ümitler. bir yer var işte, kimse yok orda ama çok kalabalık. bak sahiden biliyorsun orayı, iyi düşün. sarıldığın her elin senden uzakta olduğunu hissettiğin o yerden bahsediyorum. dünyanın durduğu, senin dönmeye devam ettiğin o yer. ağladığın, vurulduğun, yorulduğun güldüğün öldüğün o yer işte. biliyorsun, ne olur bil. orası çok tenha."
Okunan kitaplar nasıl akılda kalır? Genel olarak okunan kitapların akılda kalmaması çok şikayet ediliyor. Ben de bir dönem bundan muzdarip olmuştum. Kütüphanemdeki bazı kitapların neler söylediğini hiç hatırlamıyordum. Hatta bazı kitapları okumama rağmen tekrar satın aldığım olmuştu. Bu problemi yaşayanlara yardımcı olabilecek, faydasını
AHMED ARİF, “HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM” KİTABININ YAYINLANMASINI ANLATIYOR. Cüneyt Arcayürek arkadaşım. O zaman Hürriyet gazetesinin Ankara temsilcisi. Bir gün bana dedi ki: “Bobin artığı sonsuz kâğıt var. Senin kitabını basalım. Hürriyet gazetesinin satıldığı her büfeye koyarız. Peşin de sana elli bin lira verelim. Bütün geliri de senin
148 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.