Mikey, Adam, Ben, Sammy, Elliot deniz fenerlerini nehre bıraktıktan sonra onların nereye gittiğini öğrenmek için kendilerine söz verdiler, geri dönmeyip takip edeceklerdi. Ancak bir tek Ben kalana dek diğerleri teker teker vazgeçti. Bir de onu bırakmayan Nathaniel. Birlikte köprüyü geçtiler. Bir Ayı ile karşılaştılar. O da çocuklarına balık avlamaya çıkmıştı. Sonra onu bir yerde bırakıp ayrıldılar. Yolları harita istedikleri Bayan Şahane ile kesişti. O, evlerine dönmek için bir harita hazırlattı ama karşılığında onlardan mağaraya kendi yaptığı Güneş’i getirmelerini istedi. Oraya giderken yine Ayı ile karşılaştılar. Güneş’ i bulup Bayan Şahane’nin köpeğiyle yolladılar. Eve giderken Bayan Şahane’ nin beklediği özel misafirlerle karşılaştılar. Onlar rüzgar yapıp eve dönmelerine yardım etti. Nehirde fenerleriyle karşılaştılar. Fenerlerin nehirde bakışa döndüğüne inanıyorlardı. Ayı onları yakalayıp evine döndü. Deneye buluşmak için sözleştiler. İki arkadaş maceraya devam etti. Nathaniel’ e karşı diğerlerinin önyargısı vardı, Ben onlar dışlar diye arkadaş olamıyordu. Onlar gidince gerçek dostluğu gördü. Tabi bunda Nathaniel’ in vazgeçmeyip Ben’ i bırakmaması da etkili.
Çeviride beni rahatsız eden çok fazla “ aynen “ kelimesi. Bunun yerine “ evet” kullanılsa daha uygun olurdu. Gençler arasında kullanıldığında bile bir süre sonra kulak tırmalayıcı olurken okurken rahatsız olmamak elde değil.