Yüzüme dokundu, yakınıma gelip bana üstten baktı.
“Adı nedir?”
“Kimin?”
“Mektup arkadaşının.”
Nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum, sırf daha iyi hissedebilmek için ağzımı araladım. Tanrım, harika kokuyordu.
“Misha” diye fısıldadım.
Beni öptü…
“Ne dedin” diye takıldı, “seni duyamadım.”
“Misha.”
“Teşekkür ederim.”
…
Bu da neydi böyle? Yine kafamı karışmış halde onu izledim.