Zen der ki:
En başından beri hiçbir şey gizli değildi.
Bir Üstadın huzurunda olduğunuzda ne olur?
ELLERE SU KALDIRILDIĞINDA,
AY ELLERE YANSIYOR.
ÇİÇEKLER ELDE EDİLDİĞİNDE
KOKU CÜMBÜSE İŞLİYOR…
ÇİÇEKLER ELDE EDİLDİĞİNDE, KOKU CÜMBÜSE İŞLER…. Aydınlanmış birinin etrafında olduğunuzda, onun aydınlanmasından bir şey cüppenizi ıslatır, onun parfümünden bir şey taşımaya başlarsınız. Bu bir nabız, bir titreşimdir — ama gözlere ihtiyaç vardır.
O melek altındaki aydınlık koruyu görebiliyordu. Korunun yanından geçiyor olsaydınız göremeyebilirdiniz, çünkü o aydınlık sizde bir açılıma ihtiyaç duyardı. Melek PRANAVA'yı duydu — sessiz ses, OMKAR — tüm orman bir şarkı söylüyordu, bir şeyi kutluyordu. "Muazzam önemde bir şey oldu. Ağaçlar mevsim dışında çiçek açtı!" O görebiliyordu, ama siz koruluğun yanından geçmiş ve görememiş olabilirsiniz — çünkü böyle şeyleri görmek için büyük bir güven gerekir. Böyle şeyleri görmek için açıklığa ihtiyaç vardır. Böyle şeyleri görmek ve duymak için kafanızda taşımaya devam ettiğiniz çöplerinizi atmanız gerekir.
Hissiyatım şu ki, burada bulunan HER BİRİNİZ bu tür koruların etrafından birçok kez geçmişsinizdir — bazen bir Buda, bazen bir Mansur, bazen bir Ali ve bazen bir Ramakrishna, bir Raman, bazen bir Mahavir, bir Zerdüşt. Geçtiniz! Çağlar boyunca hiç ışıklı bir koruya rastlamamış olmanız imkansız — mutlaka rastlamış olmalısınız. Daha büyük olasılık, sadece bir kez değil, birçok kez ışıklı bir koruya rastlamış olmanızdır — ama kaçırmışsınızdır. Bu zamanı kaçırmayın..
Ola ki günün birinde karşılaşırsak ;
Geçen zamana aldırmadan, birlikte okuruz şiirleri
Gamzeli bir gülüş sıkıştırıp sayfalara
Gözlerimizle içeriz şiirin demlerini...