ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Dil ve Üslup Bozkurtlar Diriliyor'un dil ve üslubu Bozkurtların Ölümü'nden farklı değildir. Aynı açıklık ve akıcılık bu romanda da dile hâkimdir. Roman, olay ve hareket ağırlıklı olduğu için tahkiye ve diyalog üslubu öne çıkar; tasvirler son derece azdır. Bozkırın ve kahramanların tasvirleri de genellikle birbirine benzer. Son derece
Reklam
Dil ve Üslup Bozkurtlar Diriliyor'un dil ve üslubu Bozkurtların Ölümü'nden farklı değildir. Aynı açıklık ve akıcılık bu romanda da dile hâkimdir. Roman, olay ve hareket ağırlıklı olduğu için tahkiye ve diyalog üslubu öne çıkar; tasvirler son derece azdır. Bozkırın ve kahramanların tasvirleri de genellikle birbirine benzer. Son derece
Gerçek bir olay anlatayım sana. Bir gün bir arkadaşı Picasso'nun evine gitmiş, dış kapı da açıkmış. İçeri girmiş ve salonda Picasso'nun yaptığı birçok tablo öylece açıkta duruyormuş. Arkadaşı, bunlar çok değerli tablolar diye düşünmüş ve Picasso'yu evinin kapısını açık bırakmaması konusunda uyar- mış. Picasso'nun cevabı ise net olmuş: "Onları henüz imzalamadım." Yani sanatta esas olan sanatçının değeridir, sanatın değil. Bu kadar basit.
Yanlış, Ama Sadece Yanlışla Kalsa!
Üst düzey yöneticilerin devlet imkânlarını krallara özgü bir biçimde harcamaları, başkalarının haklarını yemeleri, devletin az olan kaynaklarını kendi şahsi çıkarları için kullanmaları gibi bütün bu yanlışların zararları sadece maddi boyutuyla kalsa çok önemli olmayabilir; üçümüzün, beşimizin veya yüz kişinin hakkını kendi ceplerine atmış olurlar. Ama olay bu kadar basit değildir. Devletin ve fakir halkın hakkını haksız bir şekilde kendi menfaatleri için kullananlar, bununla yetinmiyor, hayatın diğer alanlarında da aynı emsalde haksız ve hukuksuz bu milletin, bu devletin başına bela açıyorlar.
Sayfa 363 - AngoraKitabı okudu
Olayların Mekânı Romanın geniş mekânı bütün bir bozkırdır. Ötüken'deki çadır şehir, Çin Seddi, başkent Siganfu, Vey kıyıları ayrıntılara girilmeden verilir. Dar mekân olarak eserde yer alan Ötüken'deki bazı çadırlar ile üstü örtülü alış veriş merkezi, Kıraç Ata'nın yaşadığı mağara, Siganfu'daki birkaç ev, paralı gösterilerin
Reklam
çerçeveletip asmalık ama çok uzun :))
Akıl ile zeka arasındaki fark nedir? Akıl aslında bir kabiliyettir, zeka da öyle. İkisi arasındaki en önemli fark, bir başkasından akıl alabilirsiniz ama zekayı asla. O, her insanın kendisine mahsustur. Bir hastalık söz konusu olmadığı sürece şüphesiz herkesin aklı vardır. Akıllı olmak, kendi davranışlarını bilmek, kontrol edebilmek, doğru ve
Sayfa 38 - AykırıKitabı okudu
Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
Tolstoy'un Diriliş romanının temasını bir vicdan azabının oluşturduğu söylenir. Olay bu kadar basittir. Ama o olayın işlenişi, aslında, her yeni okuyucuya vicdan azabını kavrama konusunda, her defasında yeni bir kapı aralar. Roman, her yeni okunuşunda da, yeni kapıları açık tutmaktan geri kalmaz. Bütün büyük romanlar, öyküler, piyesler için de aynı şey söz konusudur. Belli bir tahrikle karısını öldüren Othello'nun öyküsü, bunca yüzyıllardan beri, nasıl olup da durmadan okunuyor, durmadan sahnelenebiliyor? Çünkü her defasında, o oyunda, insanlar yeni bir şeyler keşfediyor. Olay, basit biçimiyle Arab'ın intikamı olarak telakki edilmiş olsaydı bile, durum değişmeyecekti. Ya da fıkara bir öğrencinin tefeci bir kocakarıyı öldürmesinde kayda değer bir hikmet bulmanın imkânsızlığına kani olanlar Suç ve Ceza'yı dön dolaş okuma ihtiyacını niçin hissetsindi ki!
Sayfa 179 - İz Yayıncılık 2002 BaskısıKitabı okudu
“Yakında bir kitap yayımlayacak olmak gibi basit bir olay bile hayatımı altüst ediyor. Kaybettiğim bir şey var: yayımlanmamış olma hali. Yani olumlu yönde de olsa herhangi bir değişiklik,sırf her değişiklik kötü olduğundan, daima olumsuzdur. Bir kusuru, bir zayıflığı ya da bir direnişi kaybetmek de kayıptır. Düşününüz anne, bu şekilde hisseden bir varlık, gündelik hayatın acılarının pençesinde kıvranmaya ne kadar dayanabilir?”
554 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.