Sahip olduğum tek dostlarım ölüler, bana edebiyatlarını bırakanlar, başkaca dostum yok. Zaten her zaman bir kimsemin olması güçtü benim için, bunu söylerken herkes tarafından istismar edilmiş, mide bulandırıcı dostluk sözcüğünü asla düşünmüyorum. Çok eskiden beri hiç ama hiç kimsem olmadı, diğer herkesin bir kimsesi oldu, benim olmadı, hiç değilse ben olmadığını biliyordum, diğerleriyse hep benim de bir kimsem olduğunu öne sürüyorlardı durmadan, senin de bir kimsen var diyorlardı, oysa ben kesinlikle emindim birinin olmadığına, belki de bu düşünceydi egemen olan, mahveden, kimseye gereksinim duyınamam yani.
Bir arkadaşım olsun hiçbir zaman istemedim yirmi yaşımdan, dolayısıyla özgür düşünen biri olmamdan bu yana. Sahip olduğum tek dostlarım ölüler, bana edebiyatlarını bırakanlar, başkaca dostum yok. Zaten her zaman bir kimsemin olması güçtü benim için, bunu söylerken herkes tarafından istismar edilmiş, mide bulandırıcı dostluk sözcüğünü asla düşünmüyorum. Çok eskiden beri hiç ama hiç kimsem olmadı, diğer herkesin bir kimsesi oldu, benim olmadı, hiç değilse ben olmadığını biliyordum, diğerleriyse hep benim de bir kimsem olduğunu öne sürüyorlardı durmadan, senin de bir kimsen var diyorlardı, oysa ben kesinlikle emindim birinin olmadığına, belki de bu düşünceydi egemen olan, mahveden, kimseye gereksinim duymamam yani. Ben bir insana gereksinimim olduğunu sanıyordum, bugün bile öyle sanıyorum.
_Çok defa hem kendimden hem de her şeyden bıkmış bir haldeyim.
_Aşık olan körleşir ve evlendikten 8 gün sonra gözleri açılıp gerçekle yüzleşir.
_Espri, ince zekalıları ve avanakları ortaya çıkarır.
_Dürüstlük, en mükemmel politikadır.
_Ahlak bir şahsiyet meselesidir. Kişinin kusurlu olduğunu fark edebilmesi için ahlaklı olması şarttır.
_Doğada
Peki ama bu kadar kalabalığın içinde,
Neden sadece ben yalnızım?
Neden kimse benimle konuşmuyor
Hiç dostum yok.
Olmadı
Dost kime nedir?
Bence dost rakı masasından senin derdini.
Senin Söylediklerini
Senin sözünü kesmeden dinleyene nedir
Bırak, bırak tüm bunları diyecektim. Kimin konuştuğunun ne önemi var, biri kimin konuştuğunun ne önemi var dedi. Biri kalkıp gidecek, giden ben olacağım, ben olmayacağım o, ben burada olacağım, buradan uzaktayım diyeceğim, ben olmayacağım o, hiçbir şey söylemeyeceğim, bir öykü anlatılacak, biri bir öykü anlatmaya çabalayacak. Evet, yadsımıyorum
Özlemlerinin gök mavisi yuvasına yuvarlanarak, ruhum tam bir dinginliğe kavuşurken bir hiç olmanın zevkine vardım. Başarısızlıklardan, umutsuzluktan örülü bir ruhsal zemini olmayan, akıldan çıkmaz anlardan hiç keyif almadım belki de. Bütün özgür saatlerimde uyuyan bir ıstırap vardı, bilincimin duvarlarının ardında, başka bahçelerde belli belirsiz çiçekler açardı; hüzün çiçeklerinin kokusu ve hatta rengi sezgilerimle duvarları aşardı gene de ve yaşamanın verdiği uyuşukluğumla yıpranan öbür taraf –güllerin açtığı yer–, varlığımın karmaşık sırrında benim tarafımdan hiç ayrılmadı.
Hayatımın nehri bilmediğim iç denizlerde kayboldu. (...) Hayatımın en mutlu anları düşlerimdi – hüzünlü düşler; içlerinde biriken sularda kör bir Narkissos gibi kendime bakardım, su kenarlarının serinliğinin tadını almış, geceleyin görebilen, eski bir gönül gözüyle bedeninin suya eğildiğini hissetmiş bir Narkissos, düşlerin en gizli yerinde yaşanan o soyut düşüncelere fısıldanmış bir gönül gözüydü bu. (...)
En hoşumuza giden çiçek karanfildi, belki de incelikler istemediğinden. (...)
Vatanımız güllerin gelemeyeceği kadar uzaktı. Bahçemizdeki şelalelerden akan suyu, sessizlik köpükleri sarardı. (...)
Dostluğa az da olsa yeteneğim vardı, ama hiç dostum olmadı, ya beni hayal kırıklığına uğrattılar ya da dostluk kavramı, düşlerimin bir hatasıydı. Hep insanlardan uzak yaşadım, yalnızlığım arttıkça da kendimi daha iyi keşfettim.