Türkiye çocukların ve gençlerin, anne babalarının birbirlerini rakip olarak gördüğü bir sınav bataklığından çıkamıyor. Gençlerimizin büyüyememelerinin bir sebebi de bu sonuç odaklı sınavların hayatlarını adeta kâbusa çevirmesi. Zevk için öğrenmenin, muhakememin, bir bilginin künhüne varmanın değersizleştirildigi bu süreçte okullar; gençlerin seciye ve terbiyelerini geliştirebildiği kurumlar olmaktan çıkıyor ve onların “kalabalık kontrolü”nün yapıldığı, meşgul tutularak uyuşturulduğu hamakat kurumlarına dönüşüyor. Bir dostumun oğlu iyi bir üniversite bitirerek yabancı bir ülkeye yüksek lisans eğitimi için gitmişti. Bir ay sonra babasına gönderdiği mesajda şöyle diyordu: “Eğitim hayatım boyunca ilk defa kütüphanede uzun saatler geçirmek zorunda kaldım.” Ekran teknolojilerinin ol duğu kadar eğitim sistemimizin yoksulluğu da maalesef çocuklarımızın gihinsel gelişimini önlüyor.
Olmak, cesaret ister. İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti, Muhakkak ki başımız dönecektir. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz. Ama bakmazsak hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz orada ne olduğunu; bizi bekleyen, bizi biz yapan şeyi.
Reklam
Susma, yani karşıdakilerin sözlerine kalbini açma; susma, yani muhatabını dinleme, geri plana düşme, onu anlama ve onunla hemhal olma cehdi ister sohbet.
İnsan insanın aynasıdır. Kendimi bir başkasıyla kurduğum ilişkide görürüm. Hayatın “kökten yalnızlıgına karşı durmak için ötekiyle aramda manalı bir ilişki kurmak isterim. Ona ruhumu açmak ve onun tarafından anlaşılmak, hatta özümsenmek isterim. Kim olduğumu, dünyadaki yerimi biraz da ona bakarak yordamaya çalışırım. Bunun için de dile müracaat ederim. Dil, aramızı bulur ya da bizi birbirimize düşman kılar.
Oysa ben-sen ilişkisi benim varlığı tam olarak tattığım bir ilişkidir. Bir hesapla, önyargıyla kurmam bu ilişkiyi. Seni dinlerim, sana kalbimi açarım ve böylece varlığımı, benliğimi anlamlandırırım.
..kaygıların başı anlamsızlık kaygısıdır. Bütün anlamları anlamlandıran bir anlam isteriz; bu dünyadaki varoluşumuzu açıklamak, deryalar içre bir katre olmanın dayanılmaz uçuculuğunu gidermek isteriz.
Sayfa 37 - Kapı Yayınları / 15. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Yola çıkmak kendinin farkına varmaktır, kendini bilme çabasıdır.
Sayfa 37 - Kapı Yayınları / 15. BaskıKitabı okuyor
Yaşamak yorulmaktır. İnanmak cesaret ister: Olmak cesareti.
..insan olmak karşıdakini duymaktır.
Sayfa 33 - Kapı Yayınları / 15. BaskıKitabı okuyor
Olmak cesareti, kendimiz olabilme cesareti…
Elizabeth Kübler-Ross, “Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar.” derken ne kadar haklı. Var olmak cesaret ister.
Sayfa 291Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.