İnsanlar Eşyaları İle Birlikte Ölmeli
Fournier, 40 yıl evli kaldığı ikinci eşi Sylvie'nin ölümü üzerine hissettiklerini anlatıyor. Bir vedalaşma daha doğrusu vedalaşamama kitabı...
Babasının sorumsuzlarından, zihinsel ve fiziksel engelli olan iki çocuğunun yaşam zorluklarından, ilk eşinin onu boşamasından sonra tanıştığı Sylvie ile hayatında ikinci bir bahar dönemi başlamıştır. Fournier'in eksik taraflarını tamamlayan Sylvie'nin ölümüyle de Fournier yarım bir insana dönüşmüştür.
"Sevdiğimiz insanlar bütün eşyaları ile birlikte ölmeli."
Fournier eşinden önce ölmek istiyordu. Ama eşi ondan önce gitti. Evdeki, çevredeki, kalbindeki ve beynindeki herşey eşini hatırlatıyor. Eşinin faturaları, abonelikleri, yazmış olduğu kitabı, bahçede ektiği güller ve bitkiler, Sylvie'nin ölümünün, yazar tarafından kabullenilmesine izin vermiyor. Anıları her daim yanında.
224 syf.
·
Not rated
Dar-ül Erkam
Bu evde yetişmiştir Efendimiz'in sağının adamı olan Hz. Ebû Bekir...
Varlığını ilk günden son güne kadar risalet davası uğruna vakfeden, sadakat timsali o abidevi şahsiyet...
Allah Resûlü'nün solunun adamı olan Hz. Ömer bu evde iman etmiş, bu evde Hattab'ın oğlu olmaktan Kur'ân'ın oğlu olmaya adım atmış. Farûk lakabının
Çok yoğun olduğum için kitabı olmaması gerektiği kadar uzun müddete bitirdim ama zamanınız varsa çok kısa sürede bitirebilirsiniz.O kadar sürükleyici kitap.
Şimdi gelelim konusuna.Kitapta liseli öğrenci Hannah Baker intihar ediyor ve arkasında ölümünün 13 sebebini açıklayan 7 tane kaset bırakıyor.Bu kasetler ölümüne sebep olan kişilere gönderiliyor ama kasetler tamamen suçsuz olan Clay Jensen'e de gidiyor.O hiçbir şey yapmamıştı,değil mi? Yoksa yaptı mı?
Şimdi kitap intihar konusunu ele aldığı için bazı insanlar kötü yorum yapmış.Böyle vakalara karşı hep susacak mıyız? Kimse buna farkındalık yaratmasın mı?
Herkes en az bir kere zorbalığa uğramıştır zaten.Öyle şeyler olunca da insan aklını kaybeder ve kötü hisseder.Kitap tam bu noktaya değinerek insanların böyle şeylerle kendince mücadelesini anlatmış.Peki intihar ederken arkanızda bıraktıklarınızı düşündünüz mü?
Ben empati duygusu gelişmiş birisi olarak cidden her duyguyu dibine kadar yaşadım.Bazen kitabı bırakıp başka kitap bile okudum çünkü o duyguyu bir anlık bile olsa unutmak istedim.Konusu çok güzel işlenmiş.Okumak istiyorsanız hemen okuyun derim ")
Dostoyevski demişti ki “Tanrı yoksa her şey mubah”. Budur varoluşçuluğun başlangıç noktası. Gerçekten de şayet Tanrı yoksa her şeye müsaade var. Bunun bir sonucu olarak insan terk edilmiş. Çünkü ne kendinde ne de kendi dışında tutunacak bir dal bulamıyor. Bir kere mazereti yok. Eğer varlık cevherden (fr. Essence) önce geliyor ise hiç bir şeyi
Tam tersi bir dünyaydı yaşanan yer, erkek nesli tükenmek üzere ve kadınlar erkeklerin efendisi… Köle olan erkekler, zamanında yaşattıkları acıları şimdi kendileri yaşıyordu…
Harika bir roman okudum desem abartmış olmam. Konusu itibariyle ilgimi çeken roman, okudukça da güzelleşti.
Kadınların efendi olduğu, erkeklerin köle olup değersiz
Paulo Coelho ile daha önce tanışmadığıma bin
pişmanım... Ayrıca, bu romanı okumayı yıllardır korktuğum için ertelediğime de çok pişmanım. Ben de
intiharı denemiş biri olarak, okursam ölmeyi daha fazla istemekten korktum, ama öyle olmadı..
Veronika; hayatı dişarıdan çok iyi görünen, ve görünürde hiçbir sorunu olmayan 24 yaşında genç ve güzel bir kadın. Ama birgün intihar denemesinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine akıl hastanesine yatırilıyor, ve en fazla 6 günlük ömrü kaldığını öğreniyor. ilk günlerinde ölümü beklemektense kaçmayı veya ölmeyi istiyor, ama son günlerinde hayata tutunmak isteyen bir kadına dönüşüyor..
Hastanede her türden akıl hastası olmakla beraber, artık bir sorunu olmamasına rağmen orada yaşayanlar da var, kaçıyorlar gerçek hayattan. Çünkü bir deliye ceza yok, sorumluluk yok, deli olduğu için yapması veya yapmaması gerekenler yok.. Veronika ise buradaki insanlara son günlerinde işık tutan bir isme dönüşüyor. Akıl hastanesindeki arkadaşlarını yaşama isteğiyle dolduruyor ve kendisi de yaşamayı neden istemediğini kesfediyor. Kitap bambaşka bir şeydi.. Düşünmekten, sorgulamaktan, mücadele etmekten kaçtığımız o kadar çok şey var ki... Kitap bunları sorgulamamızı sağlıyor. Veronika'nın kaçmak isteyen bir insandan mücadele etmek isteyen bir insana dönüşmesi, bize de ışık tutuyor. Deli ve 'normal' formlarını, geçirmisştir diye kitabı okuyan düşünüyorum herkes bir kere here daha daha gözden
Okuduğum en iyi eserlerden biriydi. Lütfen ve lütfen siz de okuyun. İyi okumalar..
