Kızgın çölleri, dalgalı denizleri aşarak geldiğimiz İstanbul, bir sular şehriydi. Uçsuz bucaksız bir nehir gibi akan Boğaz'ın ayırdığı iki kara parçasında, yedi yüz kaynaktan su fışkırırdı.
Bir kısraktan doğan Yanko bin Madyan'ın kurduğu bu akıllara durgunluk verecek şehri ikiye bölen ve dünyada eşi menendi bulunmayan Boğaziçi, Karadeniz
Kudüs’e dair hem tarihi hem coğrafi hemde İslami bir eser. İslami diyorum çünkü Hz.Adem as dan tüm peygamberlere dair bilgileri aktarıyor. Çocuk kitabı aslında .. Kudüslü Ömer bir çocuk kitabı olarak yazılmış haliyle şunu hatırlatıyor bizde çocuklar da bu kadar bilir işte…
Kudüs’ün geçmişi,yapısı,önemi ve Türklerin oradaki hassasiyetine dair hoş bir kitap . Hz.Ömer’den sonra gelen tarihi olaylar ile birlikte şehrin geçirdiği felaketler mücadeleler hatırlatılmış ve önemli isimler tek tek sayılmış Nureddin Zengi,Selahattin Eyyübi,Kanunu Sultan Süleyman,Abdulhamid ve daha nice isimler … Son Osmanlı askeri ile de kitabı bitirmeleri ayrı bir incelik olmuş… Bu kitabı kitaplığınıza koyun …
Eda Yıldız
“Başkalarının emeklerinden hak sağlayan insanlar kendi acizliklerinin üstünü kapatanlardır..”
*
“İnsan arzu ettiklerinin olmayacağını kabullendiğinde içinde filizlenen umut dolu hayalleri son bulur.Biten düşlerin geri dönüşü olmaz..”
*
Merhaba arkadaşlar
Sohbet havasında kaleme alınan naif bir #deneme kitabı arayışında olanlar burada mı?
O zaman #zihnihukum tam sizlik
Yazarımızın kalemiyle ilk tanışmam #hayalizi isimli #denemekitabı yla olmuş ve sade anlatımını severek okumuştum.
Kalemine aşina olduğum yazarımızın Hayal İzi nden sonra yazdığı seri romanlarını da soluksuz okumuş,bundan sonra ne yazsa okurum demiştim arkadaşlar.
Zihni Hüküm ün iddialı kapağını görünce bu eserini de mutlaka okumalıyım deyip büyük bir merakla okurken bolca kendime kah nasihat eden satırlarla kah aynı ben dediğim satırlara konuk oldum.
“Hayat uzun bir yol yanında güzeli huzuru en derinden hissettiğiniz insanlarla yürüyebilirsiniz…”
Diyen yazarımıza gönülden katılıyorum.Kalın sağlıcakla
Yağmur Boz
#bookblogerileokuyoruz
@dorlionyayinlari
@edayildzz._
Zihni HükümEda Yıldız · Dorlion Yayınları · 20247 okunma
Helal gıda hassasiyetiyle nasipdâr olmuş insanların, günümüzde yaşadığı temel sorunlardan biri market alışverişidir. Bir markete girdiğiniz andan itibaren, karşınızda özenle sınıflanmış, istiflenmiş ve her biri tarafınızdan sepete atılmaya hazır yüzlerce ürün, onlarca renk ve çeşit içinde, insan beyninin algısının bozulmaması için, güçlü temellere dayalı bir şuur gereklidir. Daha açık konuşacak olursak, marketlerdeki uyaranlar, insanı girdiği an tesiri altına almakta, alışverişin amacının dışına çıkmasına neden olmaktadır.
“Bu kadını benim başıma bıraktı gitti oğlu. Ne konuşur, ne güler. Anca hayvan gibi çalışır dönenir evin içinde. Günümüz olmuş mudur karşılıklı şaka edip söz söylemeye? Yıkar yamar, yıkar yamar. Tek bildiği bu. İnsan olduğu şüpheli. Kadınsa hiç...."
Dalia Maya
“Nereye gidersen git,kalbindeki kadar gidersin…”
&
Yazarımız kitabın önsözünde bizlere bir roman gibi sayfa sayısını takip ederek değilde gönlümüze gölge düştüğünde,içimiz karardığında,hayat bulutlandığında ya da yüreğimizde bir dost sesi duymak istediğimizde,rastgele her hangi bir sayfa açıp okumamızı istiyor.
Bu arada
Yaban arıları, dağ bülbülleri ve tarla kuşlarının dışında buraların dağları, zamanla susmuştu. Çobanların çığlıklarıyla ağır ağır ilerleyen keçi sürülerinin izleri kaybolalı, çok olmuştu. Burnunu dışarı çıkarıp tehlikeyi koklayan dağ sıçanları bile, yavaş yavaş terk etmişlerdi vadiyi. Kartallar, şahinler uğramaz olmuş, birkaç yıl önceki kışı gözden uzak bir mağarada geçiren boz ayı, çoktan toprak olmuştu.
Bu vadi; kanla besleneli beri, susmuştu.
İstediğim şey ölüm saatim gelip çattığında başucumda hayatımın özü olan şeyin bulunması, o da hayatımın olmuş olduğu şeyden başkası değil ve onun sen olmuş olman için şimdiden itibaren, ömrümün sona erdiği o ana kadar yanımda bulunman şart.
O saat gelip çattığında senin anılara karışmış olmana, bizim şu anda içinde yaşadığımız berrak zamanımız artık uzak, bulanık bir çağa dönüşmüşken, senin orada kalmana dayanamam, çünkü ömrümde en çok nefret ettiğim, hep göz ardı edip yadsımaya çabaladığım şey anılardır, eski zamanlar ve onlara karışıp gitmektir, onları daha oluşurlarken derinlere gömmeye uğraşırım, içinde yaşanılan, değer verilen, övülen her bugünü, bugün olmaktan çıkıp geçmişe dönüştüğü oranda, ne ad vereyim bilemediğim, ancak kendi kendisinin sabırsız ardılı ya da şimdi-olmayan şey diye adlandırdığım şey ondan baskın çıktığı ölçüde yadsırım.
İşte bu nedenle şimdi gitmemelisin, çünkü şimdi gidecek olursan yalnız hayatımı ve aşkımı ve bilinçli yaşamımı elimden almakla kalmayacak, kendime seçtiğim ölüm biçimini de benden alacaksın.
"Sokrates'e adamın birisi için, 'yaptığı bunca geziler onda hiçbir değişiklik yaratmadı' demişler.Yanıtı şu olmuş:
Çok doğal, çünkü kendisini de her yere yanında götürmüş."