Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dışlananlar ( roman- sayfa 4)
Mary evine geldiğinde tekerlekli sandalyesinden bahçenin çimlerine düşen yerde iki büklüm olmuş kızını görür ve kaldırmak için ona doğru bir hamle yapar.... _ Aman Tanrım Julia! Bir yerine bir şey oldu mu canın yanıyor mu? _ ( Annesinin elini iter) Bırak acıma bana istemiyorum! _ Kuzum böyle yapma ! _ Ne yapmamı bekliyorsun? Salya sümük ağlamamı mı istersin sevgili anneciğim? _ Hadi kuzum kalkalım ustun basın toz toprak ! _ Walkerımı ver ben kendim kalkarım!
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Yıllar sonra birer kurmay subay olarak Selânik’te bulun­duğumuz zaman her iki okulu da birlikte ziyaret etmiştik. Ma­halle mektebinin kapısında koskoca bir kilit vardı. Anlaşılan kapanmıştı. Mustafa Kemal: — isabet olmuş. Dedi.
İnkılap ve Aka kitabevleri
Reklam
Çocukluğundan beri tek bir tutkusu vardı Batıhan'ın... Basketbol Basketbol topunu elinden düşürmeden büyümüş, çocukluğundan beri birçok takımın yıldızı olmuş, tam gerçek bir kariyer adımı atmış ve büyük bir takım ile görüşmeye başlamıştı ki bir gece antrenmanında sahada bir kaza yaşadı. Hastaneye gidişini, doktorun onu hayallerine giden yoldan alıkoyacak olan o cümlesini dün gibi hatırlıyordu. "Sol dizinize giden çapraz bağlarında kopma var... " Bu, basketbolda ciddi bir sakatlıktı ve Batıhan'ı neredeyse bir yıl boyunca sahalardan uzak tutabilecek bir sakatlıktı.
Sonunda tanrı olduğunu kanıtlamak için Etna yanardağının kraterine atılarak ölmüş.
·
Puan vermedi
Bir insanın kendini tanıması; yaşadığı toplumu, toplum değerlerini ve bu değerlerin kendi iç dünyasındaki karşılığını anlaya bilmesi ile mümkün olur diye düşünüyorum. İslam nedir? Müslüman olan insandan beklenen ilahi kaideler nelerdir? Bizim için bunun önem derecesi nedir? Kişi önce insan mı olur yoksa İslam mı? Yoksa İslam ile insanlığını
Müslüman Şahsiyeti
Müslüman ŞahsiyetiM. Ali Haşimi · Risale Yayınları · 2007390 okunma
Hadid suresi
Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katar. O kalplerde olanı çok iyi bilir. (6) Bilin ki Allah, ölmüş toprağa yeniden hayat verir. Şüphesiz biz düşünesiniz diye delilleri bir bir açıklamışızdır. (17)
Reklam
Çocukken yaptığımız kimi şeyler, büyüyünce sorunlarla baş etmeye çalışırken yapılabilecek küçük hediyeler gibi verilmiş bize. Hırs, vücuduma enjekte edilmiş yetişkinlerden. Bunu üzerimden atabilmek için basketbolu kullanmışım farkında olmadan. Üzerimdeki hırsı, hemen her harekete "steps" diyen daha da çok arttırmış, bedenim yoruldukça dökülmüş hepsi üzerimden. Kapana kısıldığım anlar olmuş. Mevsim yazsa, yokuşunu nefes nefese çıktığım o parkta, yüzüme çarpan rüzgarı hissederek özgürmüşcesine inmişim elimdeki bisikleti sürerek. Hatırladığım kadarıyla eminim; tokalarım, taclarım bile bisikletimin tekerleklerine taktığım yıldızlar kadar süslü değildi. Unutmuşum bir bisiklete sığdırabildiğim özgürlüğümü süslemeyi. Yazdıkça hatırladıklarım bi kenara, büyüdüm ve başka şeyler buldum.  Bulduklarım farklıydı ama sebep hep aynı: sorunlarla başa çıkma. Yine bir Didem Madak şiirinde fark ettim: "Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım." Gün geçtikçe evcimen ama şair olmayan bir Didem Madak'a mı dönüşüyorum yoksa. Neredesin Maviş anne, dünyanın bütün sabahları için alacağın bilet üç oldu.. N'olur benimki de umutsuz bir yer olmasın..
Kültürümüz ölmüş, doğamız ölmüş, insanımız yozlaşmış, yabancılaşmış... Ve aralarında incir çekirdeğini doldurmayan sözümona düşünceler... Ve ondan sonra biribirlerinin yüzüne, insanlığın yüzüne nasıl bakacaklar, çocuklarının yüzüne bakabilecekler mi? İşte bir gün bu insanları da yazmak isterim.
Eğer mutlak iyiyse ondan neden korkalım? Eğer mutlak bilgeyse neden geleceğimiz için kaygılanalım? Eğer her şeye vakıfsa neden ona ihtiyaçlarımızı belirtelim ve dualarımızla bıktıralım? Eğer her yerdeyse neden adına tapınaklar dikelim? Eğer adilse neden zayıflıklarıyla yarattığı mahlukatı cezalandıracağından korkalım? Eğer bağışlayıcıysa ne diye bu zayıflıkları yenmeye çalışalım? Eğer her şeye muktedirse ona nasıl hakaret edelim, nasıl direnelim? Eğer mantıklıysa körlere veya mantıksız olma özgürlüğü bahşettiği kullarına neden kızsın? Eğer değişmez ise ne hakla hükmünü değiştirebiliyormuş gibi yapalım? Eğer aklımız ermeyecekse neden anlamaya uğraşalım? EĞER SÖZÜNÜ SÖYLEDİYSE EVREN NEDEN İKNA OLMUŞ DEĞİL? Eğer Tanrıyı bilmek en önemli şeyse neden en bariz ve net bilgi bu değil?
abi biz niye uyuyamıyoruz bu dert keder ne zaman yakamızı bırakacak saat olmuş dört buçuk
Reklam
Günümüzden, düşünüp birçok asırlar geriyi Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi.
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Kaç düş yorgunu kaldı ki bu saatte hayallerine tutsak olmuş. Sonra bir bardak su içer gibi, düşlerinin yangınına ilaç olmaya çalışmış. Bazen sadece yalnız olduğumuzu kabul etmek gerek.
Hayatınızda şu noktaya kadar her ne olmuş olursa olsun, bunların şu andan itibaren nasıl yaşayacağınızı yönlendirmemesi gerekir.
"Huzûz-ı nefsi terk et, ver hukûku, Hakk perest ol ki, Dû âlemdir haram ol şahsa ki, ol olmuş hakkanî.” "Nefse hakkından fazla vermeyi terk et. Hakkını ver ve Hakk'a ibadet edici ol. Hakk'a mensup olanlara iki âlem (dünya ve âhiret) haram olmuştur."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.