136 syf.
10/10 puan verdi
Sen toprağa tohum atarsan başak verir, buğday verir, ekmek verir, yaşam verir. Sen toprağa top güllesi atarsan da ölüm verir, acı verir, kan verir ve daha önce verdiği ne varsa onları senden bir bir geri alır... Şakası yoktur Toprak Ana'nın... 6. Sınıf öğrencimin elinde görüp okumaya talip olurken sonunda bu denli karmaşık duygular içerisinde olacağımı bilemezdim tabi.Hayatın gerçekleri deriz ya hani ,bu seferki gerçekler boğazınızda yumru olarak kalıyor.Yutamıyorsunuz… Tam İsrailin Gazzeye zulümler yaptığı bi zamanda okumam beni bi hayli etkiledi.Diğer kitaplarını okuduğumda ruhumun paramparça olacağını bilmeme rağmen kalemi bu kadar kuvvetli bi yazarla tanışmışken bırakmak istemem tabi.. Cengiz Aytmatov, Toprak Ana romanında erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geride kalanların çektiği sıkıntıları anlatıyor. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, anaların evlatlarını bir bir askere göndermesi, ayrılıklar, gözyaşları... Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; savaş. Cengiz Aytmatov, o her zamanki berrak ve akıcı üslûbuyla bizleri, adeta insanları öğütür gibi harcayan savaş düzeneğinin yarattığı trajedilerle sarsıyor
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261.4k okunma
-Kendine Gel Kendine- Şiiri (Ahmet Sargın)
Yüklenip kervanın henüz kalkmadan Ey gönül kendine gel, kendine gel. Ölüm fermanın da henüz çıkmadan Ey gönül kendine gel, kendine gel. Domurcuk güllerin tazeyken solmadan, Yaprağın sararıp kabına dolmadan, Kuru odunun ateşe konmadan,
Sayfa 18 - Ay YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Gence" diye bağırdı yaşlıca bir kadın, "Şehrin ahalisi Türk'tür oğul." Bu kez "Ana, su!" diye bağırdı genç zabit. Yaşlı kadın bakır ibrikten çinko, kırık bir tasa doldurduğu suyu pencereye doğru uzatmak istedi fakat boyu o kadar kısaydı ki mümkünü yoktu. Yanaklarından sağlık fışkıran genç bir kız durumu fark
206 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
"AİLEMDEKİ HERKES BİRİNİ ÖLDÜRDÜ" "Sana nasıl davrandıklarına bir bak. Ve hâlâ onlara borçlu olduğunu mu düşünüyorsun? Bir gün ailenin damarlarında kimin kanın aktığıyla ilgili olmadığını, bu kanı kimin için akıttığına dayandığını anlayacaksın." Hikayeyi kitabın hem ana karakteri hem de anlatıcısı Ernest Cunnigham'dan
Ailemdeki Herkes Birini Öldürdü
Ailemdeki Herkes Birini ÖldürdüBenjamin Stevenson · Altın Kitaplar Yayınevi · 060 okunma
Aklının korunması için Tanrı'ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı'nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
Türkeş ve Arkadaşlarının Tasfiyesi-Gelişen Olaylar: Olaylar hiç de Atsız'ın düşündüğü veya ümit ettiği şekilde gelişmedi. Madanoğlu grubu komiteye hâkim oldu ve 13 Kasım 1960 tarihinde Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'ni feshettiğini bir bildiri ile kamuoyuna açıkladı. Türkeş ve 13 arkadaşı ordudan emekli edilerek müşavirlik göreviyle
Reklam
Ölüm ana yemek değil­ dir, güzelim. Tatlıdır.”
Kitap yazıyorum
Tahmini 1 yıl içerisinde biter tam çıkış tarihi vermeyeyim ama temmuz 2025 te bitirmeyi düşünüyorum Biraz kitap hakkında bilgi; 6 ana karakterden oluşan 3 cilt kitaptan oluşacak her bir kitap farklı olayları anlatacak kitapların isimleri profilimde serinin adı da "SESSİZLİĞİN SESİ" BİRİNCİ KİTAP; 2 kişinin başından geçecek ama herkesi ilgilendirecek... İKİNCİ KİTAP; başı biraz sıkıcı olabilir sonunu patlatmayı düşünüyorum iki kişinin başından geçecek herkesi ilgilendirecek... ÜÇÜNCÜ KİTAP; her 6 karakter hakkında olacak hepsinin başından geçecek bu kitap serinin en iyi kitabı olabilir... Not: İsteğe bağlı dördüncü kitabı da yazabilirim... "SESSİZLİĞİN SESİ" serilerin adı; l- FISILDAYAN DENİZ II- ÖLÜM MELODİSİ III- BÜYÜK OYUN
Kişi ne kadar dindar olursa olsun veya Kutsala (Tanrı'ya) kavuşmayı ne kadar arzu ederse etsin ölüm anı gelip çattığında ölümün dehşetinden kurtulmak ve daha fazla yaşamak için Tanrı'ya dua eder. Yani burada kişi bir yandan Tanrı'ya kavuşmayı arzu ederken, diğer yandan bu kavuşmayı sağlayacak ölümden olabildiğince uzak durmayı istemektedir.
88 syf.
6/10 puan verdi
Bismillah deyip yazarın Yüzyıllık Yalnızlık eserini okumaya niyetlenip ilk Kırmızı Pazartesi isimli kitabını okumuştum sonra da elime Ağustosta Görüşürüz isimli kitabını almış bulundum. Kırmızı Pazartesi'ne yaptığım incelemedeki gibi bu kitabını da ne beğendiğimi ne de beğenmediğimi vurgulayabilirim. Bu eseri diğer okuduğum eserinden ayıran
Ağustosta Görüşürüz
Ağustosta GörüşürüzGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2024212 okunma
Reklam
142 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
İkisi birbirine bağlı toplam üç uzun hikayeden oluşuyor bu kitap. Genç yazar Yoshimoto’nun ümit veren, akıcı üslubu ile okuyucuyu içine çekiveren, insanın iç dünyasına odaklanan, başarılı öyküleri bunlar. Yaşam öyküsünden de anlıyoruz ki, mutfak Yashimoto’nun tutkusu. Nitekim bir restaurantta garson olarak çalışırken yazdığı ve uluslararası
Mutfak
MutfakBanana Yoshimoto · Arion Yayınları · 1998498 okunma
Öylece kalmaz başkası oluruz...
Bu acı bitmez ana, dedi Hande. Bir gün biter, dedi kadın, her şey biter. Ölüm girer araya, kar, kış girer, yaz girer, bahar girer, yeni çiçekler gelir, mevsim döner. Acı biter, can biter. Her şey yenilenir, içimizle bir değişir. Öylece kalmaz başkası oluruz.
Sayfa 32 - Can YayınlarıKitabı okuyor
420 syf.
10/10 puan verdi
Kaç kez itiraf edilir ki aynı günah aynı insana?
"İnsanları çaresiz bırak, iç organlarından roket yaparlar! Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. " Bildiklerimiz insanlığa dair umutlarımızı yıkarken bilmediklerimiz bize neler yapacak? Hangi duvara çarpıp, hangi denizde
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313.7k okunma
Ah ana dili !
Babasının öğüdü; "Kevok'um bu dili iyi öğrenmelisin, onlardan daha iyi öğrenmelisin ki, toplumda bir yerin, insanlar arasında bir ağırlığın olsun!" Ve Kevok'un soruları; "niçin bizim dilimizle değil?" Cevapsız sorular....
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Kim Her cuma günü ana ve babasının kabrini ziyaret eder veya bunlardan birisinin kabrini ziyarette bulunursa, kendisi mağfiret olunur ve iyilerden yazılır."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.