aşkına eşkiya ..
Ölüm cezası değil, sürgün cezası.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Emirle Gelen İdam Kararı
Adalet tarihimizin en haksız ve bu anlamda en talihsiz olaylardan birini oluşturan bu karar ve infazına ilişkin yasa,ülkemizde ve kamu vicdanına hiçbir zaman kabul görmemiş, hak sız ve yersiz bulunmuştur.Aradan geçen 18 yıl bu gerçeği ortaya koymuştur. Kuşkusuz,ölüm cezası yaşadığımız çağa ve insanlığa terstir.Yurdumuz. ölüm cezasını halen geçerli bulundu şu ender ülkelerden biridir.Kime yönelirse yönelsin,ölüm cezasına hoşgörüyle bakmak mümkün değildir. Kaldı ki bu genç insan bu cezayı kesinlikle hak etmemişlerdi.Dava diyarı iktidarın yoğun bir hiddet ve gerilimin kapladığı bir ortamda açılmıştı.Bu hiddet,davayı gören mahkeme heyetine de yansımıştı.Bu nedenle hiddet intikama dönüşmüş tür.İntikam şiddeti doğurur.
Sayfa 110 - AykKitabı okuyor
Reklam
Şimdi tutsağım. Bedenim bir zindanda demirlere bağlı; zihnim korkunç, kanlı, karşı konulmaz bir düşüncenin esiri! Tek düşüncem, tek inancım, tek gerçekliğim var: Ölüm cezası!
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
"-zinanın korkunç cezaları olması gerekirdi. Geçmişte bu şekilde yürütülmüştü. Manastıra göndermek veya ölüm cezası vermek; eski kanun böyleydi. Ancak o zamandan beri, her zamanki gibi adetler kanunları değiştirdi. Taht, zina için bir yuva işlevi gördü ve bu davetkâr suçun artışı Katolik Kilisesinin dogmalarının gücünü kaybedişine işaret etti."
Sayfa 55 - 53 Zeplin Kitap
"Sizden bu adamın kellesini istiyorum" dedi, ve bunu da gönül rahatlığıyla istiyorum. Zira oldukça uzun meslek hayatım boyunca daha önce de ölüm cezası istediğim olduysa da bu acı görevin hiç bugünkü kadar kutsal ve amir bir hükmün bilinciyle ve insana sadece korkunç şeyler esinleyen bu adamın karşısında duyduğum türden bir dehşetle telafi olduğu, dengelendiği ve hafiflediği olmamıştı."(Savcı)
Reklam
" İntihar iki korkunun savaşıdır; ölüm korkusu ve sizi ölüme iten şeyin korkusu. Güçlü olan taraf her zaman kazanır. Ve eğer kaybederseniz, cezası ölümdür."
Sayfa 344Kitabı okudu
Bu arada yetki verilecek din hangisi olacak ki zaten? Tesadüf eseri içinde doğup yetiştirildiğimiz din mi? Eğer öyleyse İncil'in hangi kitabının hangi bölümünü dikkate almalıyız: Çünkü bu kitapların hepsi aynı şeyi söylemekten oldukça uzaktır ve içlerinden bazıları herhangi bir mantıklı ölçüte göre iğrençtir. İncil'de yazan her kelimenin doğru olduğunu savunan kaç kişi, zina yapılması (evli olmadan biriyle ilişkiye girmek), şabat sırasında (cumartesileri) odun toplanması veya ebeveynlerinize küstahlık etme suçları için İncil'de ölüm cezası istenildiğini bilecek kadar onu okumuştur? Eğer Tesniye ve Levililer kitaplarını (bütün aydın çağdaş insanların kabul etmedikleri gibi) kabul etmiyorsak, hangi ölçütü kullanarak dinin ahlaki değerlerinin hangilerini kabul edeceğimizi saptayacağız? Veya dün yanın bütün dinleri arasında, ahlaki öğretileri bize uyan bir tane bulana kadar titizlikle seçim mi yapmalıyız? Eğer böyle yapacaksak yine aynı soruyu sormalıyız: Hangi ölçütlere göre seçim yapağız? Ve eğer dini ahlak sistemleri arasından seçim yapmamızı sağlayan bağımsız bir ölçütümüz varsa, aracılık yapan şeyi aradan çıkarıp, din olmadan doğrudan doğruya ahlaki seçimimizi yapmamıza engel olan nedir?
Sayfa 88 - Bölüm 2 - Tanrı Varsayımı, NomaKitabı okuyor
Öldürmek neye yarar?
Yargılayanlar ve mahkûm edenler ölüm cezasının toplumdan kendisine zarar veren ve daha sonra da zarar verebilecek olan birini uzaklaştırmanın önemi nedeniyle gerekli olduğunu söylüyorlar. Sadece bu söz konusu olsaydı, müebbet hapis cezası yetecekti. Öldürmek neye yarar? Hapishaneden kaçılabileceğini söyleyerek itiraz edeceksiniz, öyle değil mi? Nöbetçileriniz görevlerini iyi yapsınlar. Demir parmaklıkların sağlamlığına güvenmiyorsanız, hayvanat bahçelerini açmaya nasıl cesaret ediyorsunuz? Zindancının yeterli olduğu yerde cellada gerek yoktur.
Hırsızlara karşı alınmaya başlayan sert önlemlerden büyük bir övgüyle söz ediyordu. “Onları bulduğumuz yerde asıyoruz, “diyordu. Bir darağacında yirmisinin birden asıldığını gördüm. Ama yine de anlamakta zorlanıyorum. Çok azının paçayı kurtardığını bildiğimiz halde niçin hala o kadar hırsız var? Bunda anlamayacak ne var? diye sordum. “Hırsızlarla baş etmek için uygulanan bu yöntem hem adaletsiz hem de toplumsal olarak nahoş; ceza bakımından fazla sert, caydırıcılık bakımından da gayet etkisiz. Basit bir hırsızlık, ölüm cezası gerektirecek kadar kötü bir eylem değil; ayrıca yiyeceğe ulaşmanın başka bir yolu yoksa hiçbir ceza insanları çalmaktan alıkoyamaz.”
Sayfa 30 - CanKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.