Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer gerçek bir hayat yaşamak istiyorsan, gerçekten de bir amacın olsun istiyorsan, önce ölüm korkusunu atacaksın üstünden! Doğar doğmaz eline tutuşturdukları ölüm korkusu denilen, hayatın, o yanında bedavadan verdikleri anlamı var ya, işte önce onu fırlatıp atacaksın! Ancak o zaman özgür olursun! Ancak o zaman, gidip de hayatının gerçek anlamını bulursun!
Kısırdöngü asla yok olmaz. Sadece genişler, sonra da kendini unutturur. Niye? Çünkü döngü dediğin, bildiğin daire. Üstünde tam tur atmak o kadar uzun sürer ki, aynı noktadan ikinci kez geçtiğini anlayamazsın bile. Hatta bazen kısırdöngü öyle bir genişler ki başladığın yere dönmeye ömrün bile yetmez. İnsan da kör bir at gibi koşturur durur üstünde. Düz gittiğini zanneder. İlerlediğini. Hatta ilerlerken öldüğünü düşünüp son nefesini bile huzurla verir! Ama kör olmak şart, tabii! Yoksa anlarsın aynı yerde dönüp dolaştığını. Onun için yaşlıların gözleri bozulur, anlıyor musun? Aynı yerden tekrar geçtiklerini anlamasınlar diye. Kısırdöngüye karşı doğal bir savunmadır aslında, körleşme. Mekanik bir tepkidir yani! Hayatın kendisi gibi… Hatta bu yüzden hayat da bu kadar sıkıcı! Çünkü hayat da sadece bir tepki. Şimdi bak şu çevrene! Her şey hayatın düşmanı! Yediğin, içtiğin, ne bileyim aldığın her nefes, her şey! Hayat da işte, buna karşı bir tepkiden ibaret! Tabi en başta ölüme karşı! Okulda öğretmişlerdir. Nedir bilimin temeli? Etki ve tepki değil mi? Ne demek biliyor musun? Doğadaki inatlaşma demek! Her şey bir inat meselesi. Özellikle de yaşamak. İşte bu yüzden de hayat, maçın kendisine şeref golü sayan, inatçı bir asalaklar takımını izlemek kadar sıkıcı. Dolayısıyla bir umut ya da bir amaca gerek yok, hayatta kalmak için. Öleceğini bilmek yeter. Hayattasın çünkü tehlikedesin. Hayattasın çünkü her saniye ölüyorsun. O kadar. Hayatının anlamı işte bu: Ölüm korkusu!
Reklam
Ölüm korkusu*******
Cenâb-ı Hak; kendisine sığınanlara, takvâ ile istikamet üzere yaşayanlara, ölüm ve ötesinde yardım eder. Åyet-i kerimede "Şüphesiz, «Rabbimiz Allah'tır.» deyip, sonra (Allah Rasûlü'ne tâbî olarak istikamet üzere yaşayanların) dosdoğ- ru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara; «Kork- mayın, üzülmeyin, size vaʻdolunan cennetle sevinin!» derler." (Fussilet, 30) buyurulur. Meleklerin yardımları 3 yerde tecellî eder: •Ölüm esnasında, •Kabirde ve •Ba's yani yeniden diriliş esnasında
Sayfa 83
Ölüm, lahanalarımı dikerken boğulmalı beni; ama ölüm korkusu, hele kusurlu bahçemi yitirme korkusu içinde değil.
Sayfa 215Kitabı okudu
Kabul Edilmeme Korkusu
''Yaşadığımız en büyük korku ölüm değildir, gerçekte kim olduğumuzu ifade edememekten korkuyoruz en çok... Hayatlarımızı başkalarının isteklerini yerine getirmek için yaşamayı öğrenmişiz, tam da bu yüzden kabul edilmemekten çok korkuyoruz'' der Don Miguel Ruiz
Ben insanın iş görmesini, yaşama çabasını uzatabildiği kadar uzatmasını isterim. Ölüm, lahanalarımı dikerken bulmalı beni; ama ölüm korkusu, hele kusurlu bahçemi yitirme korkusu içinde değil.
Reklam
Tutamayanlar romanında intihar ederek yaşamına son veren Selim Işık , güncesinde şunları yazar: Yatağın içinde, hiçbir şey yapmaya cesaret edemeden korkuyorum. Kafka' nın korkusu gibi değil; insan evrenindeki korkunun hiçliğiyle ilgili değil anlamsız bir korku. Zavallı bir böceğin vücudunda duyduğu ve anlamını bilmediği bir korku. Bitkisel bir korku. Beni korkutan bu yaşama iç güdüsünü göğsümden söküp atabilsem, ben de çekinmeden, gururla kişiliğimi sürdüreceğim. Fakat eve dönmek bile beni ne pahasına olursa olsun yaşamak isteyen bir solucan yapıyor. İnsanların güneşin ve hareketin olduğu yerde ölüm kavramına daha kolay dayanabiliyorum. Eve dönünce duvarlara, eşyaya sinmiş olan karanlık düşüncelerim üzerime saldırıyor: ölüme evde katlanamıyorum. Meselenin derine inince, beklediğini bulamazsan yıkılıyorsun. Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım. Kuşkulu ve ürkektim. İnsanlara, ancak benim yanımda olduklarında güveniyordum. Benden ayrılınca beni yargılamaya başlayacaklarını ve tekrar bana döndüklerinde artık eski sevgilerinin tükenmiş olacağını düşünerek korkuyordum. İnsanlara çok önem veriyordum aslında. Benim için ne düşünecekler diye içim titriyordu.
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
Zavallı kadın her şeyin takınacağı tavıra bağlı olduğunu hissetti ve içini ölüm korkusu sarmışken sırıtmaya başladı. Anneler böyle güçlüdür.
Ölüm, sakınca taşıyan bir tutku.. Bozgun ne?! Fırtına direkleri, bambaşka diyarların kuvvetli bitki örtüleri, toprağa renk veren Allah korkusu, özgür uçuşan ölü kuş tüyleri; acımasızsın sen..
Yaşama korkusu öldürür Ölüm korkusu yaşama gücü verir
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.