Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bana ise nihayet tamamen yeni, makine yağı hâlâ üzerinde olan, PE dürbünlü nişangâhlı keskin nişancı tüfeğini verdiler. (...) Belyayevka, 8 Ağustos 1941: Benim keskin nişancı olarak savaşta ilk sahne aldığım yer ve tarih. Bugünü hiç unutmayacağım."
Sayfa 58 - Kronik, 1.Baskı, Çeviri: Tibet AbakKitabı okudu
312 syf.
6/10 puan verdi
·
39 günde okudu
O halde cehenneme kaday yolun vay!
Nasıl bir yorum yaparım bilmiyorum. Edgar Allan Poe'nun Kızıl Ölümün Maskesi kitabını okumuştum ve bana farklı gelmişti aynı zamanda hoşuma gitmişti. Bu kitabı da ona güvenerek aldım. Karşıma daha çok korku, gizem türünde öyküler çıkacağını düşünmüştüm. Bu kitapta "Eşya Felsefesi" adında bir öykü bile var ve gerçekten eşyalar hakkında yorumlar yapılıyor. Aynı zamanda ölüm ve hipnozla ilgili iki öykü de var ve macera, keşif güncesi tarzında yazılar da mevcut. Felsefik konuşmalardan ibaret olan birkaç öykü de var. O kısımların bazılarını anlamakta zorlandım. Valla bilemedim benim beklediğim kısım evet vardı da ilgilenmediğim konularda öyküler de vardı. O yüzden öykülerden hepsini beğendim diyemem ki bu yazarın öyküleri beni beğenmekten çok şaşkınlık, hayalgücü fırtınası ve ilgi çekicilik yönünden etkiliyor. Okurken sıkıldığım öyküler kitabı daha geç bitirmeme sebep oldu. Son öykü beklediğim gibi konularda olmasa da beni uzaklara götürdü ve biraz da maceraya katılmış olduk diyelim. Daha fazla yorum yapamam çünkü öykülerin hepsini detaylı bilgi verecek kadar anlamadım ve açıkçası tam hatırlamıyorum. Uzun sürede bitmeyen bi kitap daha oldu. Neyse umarım herkes iyidir. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ediyorum.
Tuhaflık Meleği
Tuhaflık MeleğiEdgar Allan Poe · Ren Kitap · 2019340 okunma
Reklam
"Ölüm meleği son ferdinizi de alıp götürünceye kadar size tekrar tekrar gelmeye devam edecek"
Sayfa 58 - PdfKitabı okudu
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Herkese Merhaba.... Bu gün sizlere Hilekar kitabı ile geldim. Fantastik kitapları türk yazarlarımızdan okuduğumda bi ayrı mutlu oluyor ve gururlanıyorum. Bu eser benim için tam nirvana oldu diyebilirim. Şu zamana kadar okuduğum en iyi fantastiklerden biriydi. Yazarın kalemi çok akıcıydı ve oluşturduğu dünyaya hayran kaldım. Vampirler, kurt adamlar, cadılar, şeytanlar... aradığımız bütün fantastik karakterler vardı ve mükemmel bir uyum yakalanmıştı. Fantastik eserler okumayı seviyorsanız bu seriyi mutlaka okumalısınız. Gelelim konusuna; "Bir şeytan avcısı olan Cassie, şeytan avı sırasında ekibinden biri tarafından uçurumdan aşağı itilmiştir. Ölüm meleği ile karşılaştığında herşeyin bittiğini düşünürken karanlık tahtın varisi, Lucifer'in oğlu Aidanhell'in yaptığı anlaşma ile ölmekten kurtulur. Kendine geldiğinde Aidanhell ona bir kehanet olduğunu ve onun tahta geçebilmesi için bu kehaneti gerçekleştirmeleri gerektiğini söyler. Kehanete göre; ikisi beraber tek tek iblis hanedanlıklarına gitmeli ve hepsinin Krallarını öldürmelilerdir. Cassie kehanetteki avcı olmadığına emin olsa da şeytana yardım etmekten başka yolu yoktur. Neler yaşanacak? Cassie ve Aidanhell kehaneti gerçekleştirebilecek mi? Bu yolculukta nelerle ve kimlerle karşılaşacaklar? Peki ya Aşk? Öğrenmek isteyenlere keyifli okumalar dilerim."
Hilekar
HilekarR. Gaye Önel · Dokuz · 20171,550 okunma
Ey Enes, gücün yeterse devamlı abdestli bulunmaya çalış. Çünkü ölüm meleği abdestli iken bir kulunu kabzederse, o kula şehitlik sevabı verilir. Hadis-i Şerif, Enes (r.a)
Dertle doludur hayat,acıyla Nasıl da geçip gidef çabucak! Ölüm melegi gölgeler de kanatlarıyla Bütün yeryüzünü,der ki haykırarak: ''Hepsi boş,boş!'' Ah!Ah! Yeryüzünde canlı ve soluyan ne varsa Yere serilir onun heybetinden Bir keder kurtulur ölümden olsa olsa O da kazar mezar taşına derken: ''Hepsi boş,boş!''
Reklam
-Söyle bana Mihail,Tanrı seni neden cezalandırdı;Tanrı’nın üç kelamı nedir söyle,ben de bileyim. Mihail şöyle cevap verdi: -Tanrı onu dinlemediğim için beni cezalandırdı. Ben cennette bir melektim. Bir gün ona karşı geldim. Tanrı beni bir kadının ruhunu almaya yollamıştı. Yeryüzüne indim;bir de baktım ki yeni doğum yapmış,hasta bir kadın uzanmış
18.yy İngiliz romancılarından Jane Austen’ın tanımıyla kötülük, “başkalarını görememek”tir. Ötekini görme eksikliğidir. Onlara karşı empati duygusu besleme yoksunluğudur. İyilik dediğimiz olgu, Freud’un yüceltme olarak adlandırdığı savunma mekanizması ile yüceltilmiş kötülüktür. Düşünüldüğü gibi iyilik yapmak, diğerlerini mutlu etmek için gerçekleştirilen bir eylem değildir. İyilik/kötülük doğuştan değildir duruma bağlı bir kavramdır. “Power of situation” (koşulların gücü), yani mevcut şartların insan üzerine etkisi tartışılmazdır. Bilmiyoruz ikna oldunuz mu ama uygun zihinsel koşullarda hepimiz birçok şey olabiliriz. Ölüm makinesi, koyun ya da iyilik meleği mesela… Güç sahiplerini zorbalık yapmakla eleştirenler, güç ellerine geçince daha hümanist oluyorlar mı? Güç Allah tarafından farklı insanlara farklı zamanlarda verilen bir hediyedir. Gerçeği unutup kendini geçici gücün etkisine kaptıranlar bir gün utanma duygusuyla karşılacaklardır.
Sayfa 70 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Üniversiteye de gitmek istemiş ama annesi hasta olduğu için onu bırakamamış.
Ama insan artık sadece ölümlerle ilgileniyor...
epub
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.