Hz Ömer Radıyallahu Anh Kudüs'ü fethetti ve orada da adaleti sağladı.
Daha sonra Kıyamet Kilisesi'ni ziyaret etti ve tam bu sırada namaz vakti girdi.Bunun üzerine Patrik Sophronius'a: “Nerede namaz kılayım?” diye sordu.Patrik: “Olduğun yerde”dedi. Bunun üzerine Hz Ömer Radıyallahu Anh: “Ömer Kıyamet Kilisesi'nde namaz kılmaz.Sonra peşimden gelecek olan Müslümanlar,Ömer burada namaz kıldı,diyerek burada mescid inşa ederler.” diye karşı çıktı.Ayrıca “Şayet kilisede namaz kılsaydım benden sonra Müslümanlar Ömer burada namaz kıldı diye kiliseyi elinizden alabilirlerdi” diye de ekledi.Oradan biraz uzaklaştı ve abasını yere sererek namaz kıldı.Hakikaten daha sonra Müslümanlar onun namaz kıldığı yere mescid inşa ettiler.Bu mescid o günden beri ayaktadır ve Mescid-i Ömer adıyla bilinmektedir
“Her nefis ölümü tadacaktır(Ankebut Suresi,57.ayet)”
Hz Ömer Radıyallahu anh da bu fani dünyadan ebedi aleme göçtü.Ne yazıyordu Hz Ömer(r.a.)'in yüzüğünde “Nasihatçi olarak ölüm kâfidir ey Ömer!”
Bizler gelip geçiciyiz,kalıcı olan davamızdır;İslâmdır.Kudüs de İslâm'ındır, İslâmdır.
Kötülüğün Aleniliği: Uygarlığın Abus Çehresi
Entelektüel ihanetin, Batı’nın insan hakları savunusunun tamamıyla anlamsız bir hâle evrilmesinin, her dakika canlı yayınlarla ortaya konan çocuk ölümleriyle ve sivillerle dolu hastanelerin, okulların ve mabetlerin dahi en ufak tereddüde mahal vermeden, ‘ama’sız bir şekilde bombalanmasıyla ortaya
♤"Eyvah!" diyecekler, "Kim bizi (ölüm) uykumuzdan uyandırdı?" (Bunun üzerine onlara şöyle denecek:) "İşte Rahman'ın vaad ettiği budur! Demek ki O'nun elçileri doğru söylemişlerdi!"
Yasin süresi âyet / 52
/////♧~~~*
Bizi Her akşam uyuduğumuz da sabah uyanmayı kim garanti ediyorsa hesap günü uyandıracak olan da O'dur.
Gılgamış destanında, 'ölüm' üzerine müthiş bir şiir vardır, şöyledir;
"Kamışlıktaki bir kamış gibi kırılacaktır insanlık.
Ölüm alıp götürür
Delikanlıların en iyisini,
Genç kadınların en iyisini.
Ölüm; hiç kimsenin görmediği,
Yüzünü kimsenin fark etmediği,
Sesini hiç kimsenin duymadığı
Zalim ölüm! Yok eder insanları
Ebediyen var
69. VASİYET
Muhiddin-i Arabî ks buyuruyor:
Secdeyi çok yap!
Yemini çok etme!
Hüküm sahibi bir memur olmaya heves etme!
Eğer olmuşsan; öfkeli hâlinde, içinde bir sıkıntı varken, aç karnına, acele bir işin varken hüküm verme!
Kimseye benim Mevlâm deme!
Mevlâ Allah’ındır.
Dinînde, imanından istifade edeceğin kimselerle sohbet et!
“Allah
Dokunsam…
Mazinin dehlizlerinde ölüm soluyoruz seninle
Atide yaşıyor, bugünlerde gömülüyoruz birlikte
Toprak serptim artık hislerimin üzerine
Kürek kürek özlem serp sende heveslerine
Bana öyle geliyor ki,
dünya, mücadele etmemiz için var.
İçimizde iyilik ve kötülük savaşsın ve iyilik kazansın ki, "ruhsal olarak gelişelim.”
-| Andrey Tarkovski | Hayat, Aşk, Sanat, Ölüm ve Mutluluk Üzerine
nedense bu aralar mütemadiyen ölüm üzerine düşünüyorum. Allah hayreylesin! belki de ölümüm yakın yahut hayatım... evet, hayatım! anladım ki yaşamıma hayat veren ölümdür!
Bugün, tam 3 kuş gömdük.
Bahçemize yuvası dağılarak düşmesi daha olası, daha tüyleri dahi çıkmamış, tam 3 yavru kuş... Tuhaftır, güzel bir tevafukatın üzerine geldi. Gömdüğümüz yerin baş ucunda bulunan duvara, çamura bulanmış eller ile الله yazdık. Elif'i
Muharrem Dayanç:
"Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
“Bana öyle geliyor ki, dünya, mücadele etmemiz için var. İçimizde iyilik ve kötülük savaşsın, ve iyilik kazansın ki, ruhsal olarak gelişelim.”
• Andrey Tarkovski | Hayat, Aşk, Sanat, Ölüm ve Mutluluk Üzerine
ötüken yayınlarının %50 indirimli kitap kampanyasından daha fazla kitap alayım diye iddaa oynadım, kupon yattı.. sonra bir daha oynadım, kupon bir daha yattı.. üzerine bir daha oynadım, bir daha yattı..
ben de bu olanlara kızıp gittim votka, meyve suyu, bira, çerez, çitos.. aldım..
bi' yanım; 'dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldun.' derken, diğer yanım; 'boş ver, yarın iddaadan zararı kapatırsın.' diyor..
ben de birbirine bu şekil konuşan her iki tarafımı içerek dinliyorum..
ilber ortaylı beni görse
Ali Erbaş ın audisine laf yaptınız, bakın n'oldu? önce yeni rakıya sonra efe rakıya zam geldi, lan olum
Ali Erbaş a değil önce tarikat, cemaatlere yüklenin, nakit avans çekerek rakı alıyoruz sizin yüzünüzden..'' dedi..
ben de ona raftan lays fırından alırken; ''abi haklısın, bundan sonra dikkat ederiz..'' dedim..
awk hayatına bak ya prille, cifle yıkanmış gibi pırıl pırıl..
ya da mintaxla canım mintaxla.. lol.
Atlar vurulduğu vakit yoldaki akislerine
Ayaklarını ver; kendiminkilerin üzerinde duramıyorum
Allahım kalbimin kırıklarını al
Ya da kalbimi
Kan tutuyor boğuluyorum
Dünyadan hıncımı alamadım
Murat değil kastettiğim
Başka bir şey
Kader yazıldığı gibi okunmaz lügatimizde
Nasıl seslensem, ne desem bilemiyorum
İmgeler kurban istiyor
Yüzümü bahara
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar