》Yazarın ilk öykü kitabı, benim de tanışma kitabım oldu İran'ın Kafka'sı denilen Sadık Hidayet ile.
》Zaman zaman bunalımlar geçiren Hidayet, 9 Nisan 1951'de kaldığı dairede havagazı ile intihar etmiş. Bu kitapta da umutsuzluğu, bunalımı, ölümü anlatmış zaten. Hayatından izler taşıdığını bilince daha farklı bir kafayla okuyor
Atlar vurulduğu vakit yoldaki akislerine
Ayaklarını ver; kendiminkilerin üzerinde duramıyorum
Allahım kalbimin kırıklarını al
Ya da kalbimi
Kan tutuyor boğuluyorum
Dünyadan hıncımı alamadım
Murat değil kastettiğim
Başka bir şey
Kader yazıldığı gibi okunmaz lügatimizde
Nasıl seslensem, ne desem bilemiyorum
İmgeler kurban istiyor
Yüzümü bahara
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Delilik nedir ? Toplumun normal kabul ettiği kalıpların dışına çıkan her insan deli midir?
Simyacı romanının yazarı Paulo Coelho ‘Veronika Ölmek İstiyor’ romanında “delilik”, “ölüm bilinci” ve “yaşam bilinci” konuları üzerinde durmuştur.
Romanın baş kahramanı Veronika; genç, güzel, dışarıdan bakıldığında mükemmel bir hayatı olan kütüphane
Rüya
"1-)Öncelikle rüyanın ne olduğunu bilmek lazım.
İnsanın bedeni vardır, ruhu vardır, nefsi vardır. Her insanın en az bir de şeytanı vardır. Dört varlık bir arada yaşar. Eğer bize ait şeytanımız olmasaydı, emin olun nefsimiz, imanımıza daha çok hizmet ederdi
İmtihan bu ya, dörtlü gezeriz, yaşarız; beden burada kalır, şeytanımız burada
🔴BÖLÜM 1: RÜYA NEDİR ?
Öncelikle rüyanın ne olduğunu bilmek lazım.
İnsanın bedeni vardır, ruhu vardır, nefsi vardır. Her insanın en az bir de şeytanı vardır. Dört varlık bir arada yaşar. Eğer bize ait şeytanımız olmasaydı, emin olun nefsimiz, imanımıza daha çok hizmet ederdi
İmtihan bu ya, dörtlü gezeriz, yaşarız; beden burada kalır, şeytanımız
Ve bitti!!! Tek kelimeyle muhteşemdi. Yazarım da yazarım :) Çok okumak istediğim bir kitaptı. Hislerimde yanılmadım da. Okurken kendimden o kadar şey buldum ki herkes için geçerli tabi bu . Çoğumuz bazen bunalıma girince ölmeyi dileriz Ama ölüm kapıya dayandığıda ise yaşamanın nefes almanın sağlığın e daha çoğu keşkeletimizin... gerçekleştiremediğimiz Hayallerimizi uygulamaya koymak isteriz. Aslında Buna benzer bir kitap okudum ama bu çok daha farklı bir heyecan, serüven . Veronika hayatını kolay sonlandırmaya çalışıyor üstelik hayatında pek bir sıkıntısı yok yani zenginlik her zaman mutluluk değildir. Akıl hastanesine yatırılıyor. Orada 4 kişi ile tanışıyor. Onların da hikayelerini dinliyoruz. Doktor Veronika' az bir ömrü kaldığıni söylüyor bunun üzerine Veronika hayata tutunuyor . Ölümü beklerken kendisini keşfediyor hayatını anlamdırıyor . Kendi potansiyelinin farkına varıyor kalan günlerini değerlendirmeye çalıyor. Veronikanın bu hayata tutunma çabası oradaki hastalara yeni bir bakış açısı kazandırıyor onlara bir şeyler öğretiyor. . . Doktor hastalarına kötü muamalede bulunan bir kişi kendisini hiç sevemedim amaaa hikayenin sonunda beni. şaşırttı. :)
Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kayıp yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendilerinin elinde bulunduran insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlardan oluşanlar."
Çünkü gerçek kurtuluş; son nefeste imanla ölmek, kabirdeki sorgulamada doğru cevap vermek ve cehennemin üzerine kurulan sırat köprüsünü bir ucundan diğer ucuna kadar baştan başa geçip o güzelim cennete kavuşmaktır. İşte bu nedenle kahkaha ile gülenlere atalarımızın, “Sırat köprüsünü mü geçtin?” dedikleri gibi Peygamberimiz (s.a.v.) de, sırat köprüsünü geçip “Ancak cennete giren kurtulur.” buyurdu.
Hep ertelediğim bir kitaptı.
Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak!
Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:)
Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN
Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı.
– Üşüdün, dedim.
Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım.
– Neden böyle oldun, dedim.
Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
l Paulo Coelho gençken anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderildi ve aylarca hastanede kaldı. Sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi uygulanmaya çalışıldı. Yazarımızın bu deneyimleri üzerine kurulu bir kitap.
l Bir insan neden ölmek ister? Sevgisizlikten mi? Parasızlıktan mı? Yoksa toplumun belirlemiş olduğu güzellik
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.»
Uvertür
Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük.
*
Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Göz kürelerimi artık ufkun küresi bile yeterince doldurmuyordu. Tabiatın bana verebileceği hayatın tamamı bana pek değersiz, göğsümü şişiren müthiş soluğun yanında, deniz soluksuz geliyordu. Öpmek üzere Albertine'in üzerine eğildim. O sırada karşıma ölüm çıksa, bana önemsiz, daha doğrusu imkânsız görünürdü, çünkü hayat benim dışımda değil, içimdeydi; filozofun biri, çok ileride de olsa bir gün ölmek zorunda olduğumu, tabiatın ölümsüz güçlerinin, onun kutsal ayaklarının dibinde benim bir toz zerreciğinden başka bir şey olmadığım tabiatın güçlerinin benden sonra yaşayacağını, benden sonra da bu yuvarlak ve kabarık falezlerin, bu denizin, bu ay ışığının, bu gökyüzünün var olmaya devam edeceğini ileri sürse, acıyarak gülümserdim! Mümkün müydü, dünya nasıl benden daha uzun ömürlü olabilirdi? Ben onun içinde kaybolmuş değildim ki; o benim içimde hapsolmuştu; üstelik içimi doldurmaktan da çok uzaktı; (..)
Onu kendine âşık et, zaafı haline gel, sonra da işini bitir.
Kaderi buydu.
Kıvılcımdaki bir gölge, alevdeki bir ışık tendeki ateşe dönüşecek.
Lasania halkı artık çürümenin son noktasına gelmek üzereydi. Topraklar kurumuş ve verim gücünü kaybetmişti bir sona yaklaşıyorlardı bazıları intihara kadar gidiyordu. Çürümenin son bulması İçin Ölüm