uzaklara sürdüğümüz atlarınardındangöçebeler de çadırlarını toplayıpgittiler
yeni bir mevsimin eşiğindeyiz şimdi
dokunamadan geçip giden kış
gölgesini kuytusunda saklayan ben
Musa ve Tektanrıcılık kitabını okuduktan sonra karar vermiş. Acaba Hz Musa Akhenaton muydu, sıkı bir takipçisi miydi, yoksa hiçbirisi miydi diyerek de yola çıkmıştır. Kendine özgü kurgusu ile
Edebiyatın özü insandır... İnsanların duygularıdır.
Bütün duyguların içinden çıktığı tohum da sahip olma isteğidir.
Bir insana, bir insanın ruhuna sahip olmak istediğinizde, bu aşktır.
Bir insanın bedenine sahip olmak istediğinizde bu şehvettir.
İnsanları korkutacak, onları sizin emirlerinize uymak zorunda bırakacak bir güce sahip olmak istediğinizde bu iktidardır.
Paraya sahip olmak istediğinizde bu aç gözlülüktür.
Ölümsüzlüğe, ölümden sonra da yaşama hakkına sahip olmak istediğinizde, bu inançtır.
"Seni seviyorum,” dedim bir kez daha ve titrek elimi uzatarak elini tuttum, dudaklarıma götürdüm, öptüm. Hiç karşı koymadı ama olduğu yerde hafifçe sindi. Haşin değil fakat çatık kaşların eşlik ettiği, kederli ve şaşkın bakışını görebiliyordum. Ardından bir karara varmış gibi elimi kendine doğru çekti ve aynı anda kendisi de biraz öne
Jean-Paul Sartre : Pardon Monsieur?!?!? Kime itaat edecekmişim? Ona itaat edeceğim mi düşünülüyormuş?!! Benden ciddi ciddi bunu mu umuyorlarmış?!!
Karşımda büyümüş de küçülmüş bir adam duruyordu. Boyu posu henüz serpilmemiş, ufak yaşına göre pek olgun tavırlar sergileyen bu küçük akil adamın yaşı ile tavırları arasındaki ters orantıya neyin sebep